tarihinde yayınlandı

Ekonominin Temel Kavramları

Genel Ekonomi  Ekonominin Temel Kavramları (3.ders)

ekonominin temel kavramlarıİhtiyaç: Karşılanamadığı zaman insanda huzursuzluk ve sıkıntı meydana getiren, karşılanabildiğinde ise insanlaeda mutluluk veren bir duygu olarak adlandırılıyor. İnsanların yaşamlarını idame ettirebilmeleri için gerekli olan ihtiyaç çeşidine (nefes alma, yemek, giysi, ev, sağlık vb.) ‘hayati’, ‘biyolojik’ yada zorunlu ihtiyaç, yaşamlarını doğrudan ilgilendiren bu alanın dışında kalan ihtiyaçlara da  kültür ve sosyal ihtiyaçlar denilmektedir.

Fayda: Hizmet yada Malların insanların ihtiyaçlarını karşılayabilme oranıdır. Tüketiciler mal veya hizmet aldıklarında bunlardan belli bir doyum hissederler. Tüketicilerin elde ettiği bu doyuma  “fayda” deniliyor. Örnek olarak, yaşamımızı devam ettirmemize yardımcı olan ‘ekmek’ bize fayda sağlar.

Değer: Hizmet yada Mallara biçilen önem ‘değer’ olarak bilinir. Kişi yada topluluklar, bir hizmet yada malın değerini bazı kiriterlere bağlı olarak belirler. Bunlar;
-Hizmet veya Malın bizlere sunduğu ‘fayda’
-Söz konusu Mal yada Hizmetin dünyada az veya çok olması
-Almak istediği Mal yada Hizmetin kalitesi
şeklinde kriterlere ayrılmıştır.

Bir mal yada hizmetin değeri, sağladığı fayda ile ölçülseydi bir ekmek  altından daha pahalı olurdu. Lakin bizler değer verirken, o mal yada hizmetin ulaşılabilme zorluk derecesine göre değer veririz.

Fiyat: Hizmet yada Malın değerinin ekonomik olarak ifade edilmesine ‘fiyat‘ denir. ‘Fiyat’ ekonomide geçerli kılınan ortaklaşa bir değerle parasallaştırılır. Ortaklaşa belirlenen bu değer ölçusu bu zamanda kullanılan banknot yada benzeri para olmak zorunda değil.  Eski yaşamlarda olduğu gibi günlük hayatta kullandığımız herhangi birşeyde (un, ekmek, inek, toprak vb.) değer ölçüsü olarak kullanılıp bir mal yada hizmete fiyat biçilebilir.  Bir ülke ekonomisinde, binlerce hizmet yada malların değerleri ortak değer ölçüsüyle bir fiyat biçildikten sonra meydana gelen fiyata ‘fiyatlar genel seviyesi‘ denmektedir. fiyatta istikrar sağlamak bir ülke ekonomisi için çok  önemli bir unsur olarak görülür. Merkez Bankasına verilen aslı görev fiyat istikrarını sağlamaktır. AB kriterlerine göre bir yıllık enflasyon oranı 2.7 nin üzerine çıkmamalıdır. Şimdiki gelişmiş ülkelerde bu şekilde tek rakamlı enflasyon görülmektedir.

Bir önceki ders Makro ve Mikro Ekonomi

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Bakteri Kökenli Eklem İltihaplanması – Septik Artrit Nedir

Septik ArtritBakteri kökenli eklem iltihabı (“septik artrit” de denir) günümüzde ender rast­lanan bir hastalıktır. Ortaya çıktığı za­man da. genellikle başarıyla tedavi edilmektedir.

Eklem İltihaplanması Belirtileri :

Bakteri kökenli eklem iltihabı, adından da anlaşılacağı gibi, bir eklemin ilti­haplanmasıdır. Çocuklarda yüksek ate­şe neden olur. Ateş 40 dereceyi aşar ve en­feksiyona uğrayan eklem şişip, ağrır; dokununca da şiddetli ağrı duyulur. İl­tihap, şişmiş alanın kızarmasına yol açar. Genellikle tek bir eklem hastala­nır.

Eklem İltihaplanması nedenleri : 

Hastalığa, bir ekleme yerleşen bakteri enfeksiyonu yol açar. Enfeksiyon ekle­me, bedenin başka bir yerinde enfek­siyon bulunması durumunda kan dola­şımı aracılığıyla günümüzde ciddi en­feksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edil­diğinden, hastalık bu yolla çok ender olarak yayılmaktadır ya da yakındaki bir yaradan bulaşır.

Enfeksiyona uğrayan eklemde bakte­riler üreyerek, iltihaplanmasına ve do­kununca ağrımasına yol açar. Ağrı ve şiş, hasta eklemin normal olarak kul­lanılmasını Alle nett beste-norske-casinos.com du finner linker til her pa Casinotrollet. engeller; etkilenen eklem kalça eklemiyse, çocuk ayakta duramayabilir.

Eklem İltihaplanması Tedavisi :

Eklemde kalıcı bir yıkımın oluşmasını önlemek için. tedaviye çok çabuk baş­lanması son derece önemlidir: Çocu­ğunuzun ateşi çok yüksekse ve bir ek­leminde ağrıya duyarlılık ile şişme var­sa, hemen doktorunu çağırın.

Doktor, bakteri kökenli eklem iltiha­bından kuşkulanırsa, çocuğunuzun he­men hastaneye yatırılmasını isteye­cektir. Hastanede, enfeksiyonla savaş­mak için, toplardamar yoluyla yüksek dozda antibiyotikler verilir; şişkinlik kı­sa sürede inmezse, uyuşturma uygu­landıktan sonra bir şırıngayla irin bo­şaltılır. Ayrıca, gerekiyorsa, yüksek ateşi denetim altına almak için önlem­ler uygulanır.

Yaklaşık iki haftalık yoğun tedavinin ardından, bu kez ağızdan verilen ilaç­larla, daha az yoğun bir antibiyotik te­davisi uygulanmaya başlanır. Aynı za­manda, eklemin yapışmamasını sağla­mak için. çocuğa fizik tedavi uygulanır. Çocuğun hastaneden çıkarılmasından sonra da, eklemin tam işlevini kazana­bilmesini sağlamak için, fizik tedavinin sürdürülmesi gerekir.

tarihinde yayınlandı

Egzama Nedir – Egzama Tedavisi ve Belirtileri

egzamaPek çok bebek ve küçük çocuk egzama geçirirse de yaşları büyüdükçe, egza­ma yatışmaya yönelir. Egzama genel­likle aileler içinde görülmekle birlikte, çoğunlukla çocuklardan birini etkiler. Egzama, bir alerjiden kaynaklanabilir; ayrıca saradan, ruhsal bir sarsıntıdan kaynaklanabilir. Ama çoğunlukla, belir­li bir nedeni yoktur.

Egzema Belirtileri :

Egzama, deride, çabucak kuruyarak çatlayan ve pek çok küçük kabarcıkla ya da küçük küçük sulu kabarcıklarla kaplanan İltihaplı lekelerle belirti verir. Çoğunlukla, döküntüye kaşıntı eşlik eder; döküntüleri kaşımak, daha da kötüleştirerek sulu kanayan yaralara yol açar ve çevreye yayılmalarını kolaylaştırır.

Egzama genellikle çocuğun yüzünde ve saçlı derisinde başlayıp, ellere, kol­lara ve bacaklara yayılır. Özellikle de­rinin kat yerleri ve giysilerin sürtün­düğü yerler, çok kötü bir görünüş alır.

Egzema Tedavisi Nasıl Yapılır :

Egzamalı çocukların bazılarında, inek sütüne alerji vardır. Alerjiye yatkın ol­dukları bilinen ailelerde, çocuğa, inek sütü verilmemesi, egzamanın ortaya çıkması olasılığını azaltır. Annesinin sü­tü yoksa (ya da yeterli değilse) ya da çocuğun memeden kesilme zamanı geldiyse, inek sütü yerine keçi sütü ve­rilebilir. Egzamaya, ev hayvanlarının tüy­lerine alerji de yol açabilir; bu durum­da çocuğun ev hayvanlarıyla ilişkisini kesmek gerekir.

Egzama genellikle derisi kuru çocuk­larda görüldüğünden, tedavinin en önemli yanı deriyi nemli tutmaktır.Ço­cuk çok sık yıkanmamalı ve deri üs­tünde kuruyan, ayrıca alerji kökenli egzamaya yol açabilen sabundan sakınılmalıdır.

Kuru sabun yerine, sıvı bebek sabu­nu kullanmak en iyi seçenektir. Ayrıca, bebeğin derisi çok kuruysa, nemlendi­rici bebek kremleri kullanılmalı ve ku­rumasını önlemek için. soğuk havada derisi iyice örtülmüş durumda tutul­malıdır.

Özellikle dikkat edilmesi gereken nok­ta, çocuğun kaşınmasını önlemektir: Kaşınma, döküntüyü kötüleştirir ve en­feksiyona yol açabilir. Bebeklere ve küçük çocuklara pamuklu kumaştan ya­pılmış parmaksız eldivenler giydirile­rek, kaşımayla kendilerine zarar ver­meleri önlenebilir; ayrıca, pamuklu iç çamaşırları ve çoraplar, egzamanın kö­tüleşmesini önlemeye katkıda bulunur. Duyarlı deriyi tahriş edebileceği için, yün çamaşırlardan özellikle kaçınmak gerekir.

tarihinde yayınlandı

Sinüzit Nedir – Sinüzit Belirtileri Ve Taedavisi

SinüzitSinüzit , sinüslerin, yani gözlerin ve burunun çevresinde bulunan, hava dolu boşlukların iltihaplanmasıdır. Sinüsler, burnun içini kaplayan mukozayla örtülü dar geçitlerdir. Boğazın üst yanına bağlanır ve burna açılırlar; bu yüzden de burundaki ya da boğazdaki bir enfeksiyon, sinüslere kolayca yayılabilir Bu durumda içerini örten mukoza iltihaplanır ve sümükle (müküs) tıkanabilir. Sinüzit, sinüsleri pek gelişmiş durumda, olmadığından bebeklerde pek görülmezse de, Üç yaşının üstündeki çocuklarda oldukça sık görülür.

Sinüzit Belirtileri :

Başlıca belirti, genellikle bir ya da her iki yanaktaki ya da alındaki iltihaplı sinüs üstünde hissedilen ağrı ya da sancıdır. Etkilenen alan, dokunulunca ağrır ve agrı genellikle, çocuk öne eğilir ya da uzandığı zaman şiddetlenir. Ayrıca, çocuğun ateşi yükselebilir,  burnundan yeşilimsi bir akıntı gelebilir gözleri sulanabilir.

Sinüzit Nedenleri :

Sinüzit, genellikle  bir nezleyi, öksürü­ğü ya da bademecik iltihabını izler. Ço­cuğun burun etrafında biçim bo­zukluğu varsa, sinüsleri serbestçe boşalamadığından sinüzite daha yatkın olur.

Sinüzit Tedavisi :

Hafif sinüzit iki üç günde kendiliğin­den temizlenir. Şiddetli nöbetler, ço­cuklarda çok ender görülür.Çocuğu­nuz böyle bir nöbet geçiriyorsa, dok­toru antibiyotik ve damar genişlemesi gideren tatlar (dekonjestan) verebilir. Buğu solutma mukusu yu­muşatarak çocuğun sinüslerinin boşalması sağlanabilir.Ama çocuğunuzun kaza sonucu kaynar suyla haşlanma­ması için çok dikkatli uygulanması gerekir. Çocuğunuz sık sık sinüzit geçiriyorsa, doktoru sinüslerinin temiz­lenmesi için küçük bir ameliyat önere­bilir.

tarihinde yayınlandı

Erozyon – Artıran Faktörler ve Önlenmesi

Erozyon Nedir? Erozyonu Artıran Faktörler ve Erozyonu Önlemek Için Yapılması Gerekenler

erozyonErozyon: Arazinin yüzeyini örten toprağın akarsu, rüzgar ve sel suları gibi dış kuvvetlerin etkisiyle süpürülmesi ve taşınmasına erozyon denir.
Kurak ve yarı kurak iklim bölgeleri ile bitki örtüsünün cılız olduğu arazilerde erozyon daha fazla görülür.

  • Erozyonu Artıran Faktörler;
    • Bitki örtüsünün fakir olması ve tahrip edilmesi,
    • Eğimin fazla olması,
    • Yağış rejiminin düzensiz olması,
    • Aşırı otlatma ve meraların tarlaya dönüştürülmesi,
    • Arazinin yanlış kullanılması;
    * Toprağın nadasa bırakılması
    * Tarlanın eğime paralel sürülmesi
    * Anızın yakılması
    * Halkın bu konuda bilinçlendirilmemesi
  • Erozyon Sonucunda:
    • Tarım alanlarının verimi azalır.
    • Çölleşme hızlanır.
    • Barajların ömrü kısalır.
    • Delta alanları genişler.
    • Doğal denge bozulur.
  • Erozyonu Önlemek İçin Yapılması Gerekenler
    erozyon Nadas uygulamasının yerine nöbetleşe ekim yap mak,
    • Ağaçlandırma çalışmaları yapmak,
    • Toprağı eğime dik sürmek,
    • Anız örtüsünü yakmamak,
    • Eğimli arazilerde basamaklar (taraçalama) oluşturmak,
    • Barajların kenarlarını ağaçlandırmak,
    • Ormanıarı korumak,
    • Meraların aşırı ve erken otlatılmasını önlemek,
    • Usulsüz tarla açmayı önlemek,
    • Halkı bilinçlendirmek gerekir.

Türkiye’de erozyon en fazla iç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde etkilidir. Türkiye’de erozyonla kaybedilen toprak miktarl, Avrupa kıtasındaki erozyonla kaybedilen toprak miktanndan daha fazladır.

tarihinde yayınlandı

Makro ve Mikro Ekonomi

Ekonomi Nedir?

Ekonomi: Bilim olarak, sınırlanmış kaynaklar karşısında insanların ihtiyaçlarının sınırsız olması sebebiyle, kainatta farklı çeşitlerde sorulara cevap bulmaya çalışan bir bilim şeklinde hayat bulmuş ve buna bağlı olarak gelişim yaşamıştır. Ekonomi Bilim Dalı, bu yöndeki gelişimi ile kısıtlı kaynaklardan “ne tür” malların kimler için hangi miktarlarda üretimine gidileceği ve kimlerce tüketileceği sorusuna ve fiyat teriminin oluşum mekanizmasını kavramaya çabalayan bilim dalı olarak bilinir. Ekonomi birçok surunun cevabını makro ve mikro ekonomi dallarının altında aramaktadır.

Mikro ekonomi dalında; tüketici  ve firma iktisadi davranışları, gereksinim(ihtiyaç), fayda, değer ve fiyat kavramlarının tanımlarını gerçekleştirmekle beraber, piyasa çeştlerini, piyasanın mekanizma işleyişini ve çeşitli piyasa şartlarında firma terazi dengesini de incelemektedir.

Makro Ekonomi; iktisat konsunda ülkenin ekonomisini ve Dünya’daki tüm ekonomileri ilgilendiren daha büyük (makro) konulara çözüm aramaktadır. İş konusundaki istihamlar, büyümedeki durum, enflasyonist durum, kamusal denge, dışarıyla yapılan ticaretler gibi konular makro iktisadı ilgilendirir. İlkel dönemin yaşantı biçimi çerçevesindeki günlük hayatlarında kendi ihtiyaçlarını karşılamak için trampa ekonomisi olarak adlandırılan, bir malı başka bir mal ile değiştirme yoluna gitmişlerdir. Bu sebep ile insanların iktisat ile tanışmalarında büyük rol alan kavramları şu şekilde sıralayabiliriz:  Değer, Fiyat kavramları, Gereksinim (İhtiyaç), Fayda.

Ekonomi Ders Notları    2.Ders

1.Ders İçin Tıklayın…   (Devalüasyon ve RevalüasyonEnflasyon ve Deflasyon)

tarihinde yayınlandı

Sıcak Çarpması – Güneş Çarpmasının Belirtileri Ve Tedavisi

Güneş ÇarpmasıGüneş genellikle yararlıdır fakat aşırı beden çabası harcama ve çok fazla sı­cak (özellikle İkisi bir arada okluğun­da), bedenin doğal süreçlerini kötü etkileyebilir ve bitkinliğe yol açabilir. Bu durum, beden terinin kolayca buharlaşamadığı nemli ortam koşullarında da­ha da kötüleşir. Aşırı durumlarda, bu­nun sonucunda sıcak çarpması (güneş çarpması“da denir) ortaya çıkabilir.

Güneş Çarpmasının Belirtileri : 

Çok fazla sıcakta kaldığı için sıcak çarp­masının hafif biçimi olan sıcak bitkinli­ğine uğramış bir çocuk, halsizlik, bit­kinlik duygusu ve başdönmesi hisse­der. Ayrıca, bu belirtilerin yanı sıra ba­caklarında kramplar oluşabilir; benzi mutlaka soluk olur ve ateşi yükselebilir.

Sıcak çarpmasının daha ciddi biçimin­de, beden ısısı 40 derecenin üstünde olur hatta bayılmalar dahi olabilir.Bununla birlikte tam bir bilinç yitimi durumu, yani koma ortaya çıka­bilir. En önemli belirti, terlemenin bü­tünüyle ortadan kalkmasıdır. Terleme bütünüyle ortadan kalkınca da, nabız çok hızlı ve deri çok kuru olacaktır. Sı­cak çarpması çok ciddi olabilir ve te­davi edilmemesi durumunda komaya, beyin bozunlanna. hatta ölüme yol açabilir.

Güneş Çarpmasının Tedavisi :

Çok önemli olmayan sıcak bitkinliği, evde tedaviye iyi yanıt verir; buna kar­şılık çocuk bilincini yitirmek üzereyse ya da bilincini yitirmişse. beden ısısı 40  dereceye  ya da daha üstüne yükselmişse. hemen ya doktoru tarafından ya da hastanede tıbbi bakım altına alınması gerekir. Bilinç yitimiyle birlikte, solu­num da durmuşsa. yapay solunum uy­gulanmalıdır.

Güneş çarpmasını evde tedavi etmek için; Çocuğunuzu serince bir odaya yatırıp, hava akımı sağlamak için pencereleri ve kapıları açık tutun; üstünü örtmeyin ve üstünde çok az giysi bulunsun. Tuz şeker dengesini yeniden oluşturmak için ona tuz ve yitirdiği sıvıyı karşıla­mak için bol sıvı verin. Bunu yapmanın en iyi yolu. bir tatlı kaşığı tuzu (5 ml) 1 Iitre suya karıştırarak çocuğa yavaş yavaş içirmektir.

Beden ısısını düşürmek için, çocuğun bedenini ılık suya batırılmış süngerle ıslatıp, suyu derisinin üstünde buhar­laşmaya bırakın. Her yarım saatte bir çocuğun ateşini ölçün: Beden ısısı nor­male dönüyorsa, bir yada iki saat içinde her şey düzelecek demektir.

tarihinde yayınlandı

Devalüasyon ve Revalüasyon – Enflasyon ve Deflasyon Nedir

Ekonomi Temel Kavramlar (Ders Notları)

ekonomiEnflasyon ve Deflasyon: Ulusal bir ekonomi içerisinde, fiyatların genel olarak düzeyinin yada seviyesinin tertipli ve devamlı bir şekilde büyümesi veya yükselmesi süreci enflasyon olarak adlandırılır. Enflasyon, Latin dilinde Inflatio (kabarmak) kelimesinin kökünden türemiştir.

Hizmet yada Mal alımının fiyat olarak karşılığını ifade eden fiyatların genel düzeyindeki, aşamalı ve devamlı küçülme veya inişe ise deflasyon denilmektedir. Örnek olarak devletlerin deflasyon oranlarını araştırabilirsiniz. Bu sayede kafanızda daha iyi şekillenmiş olacaktır. Herhangi bir Ulus ekonomisinin Deflasyona yada Enflasyona karşı ne kadar direnç  gösterebildiğini, hesaplanan fiyat indeksleri ile belirlenir. Bizim Ülkemizde Tüketici Fiyat İndeksi (TÜFE) ve Toptan Eşya Fiyat İndeksi (TEFE) tabloları kullanılarak analiz edilir.
Devalüasyon ve Revalüasyon:  Bir Ulus’un para biriminin Ülke sınırları dahilinde enflasyon sonucunda değer kaybetmesi ile, Ulusun parasal biriminin  değer olarak yabancı para birimleri karşısında para biriminin yeniden değerlenmesi ve bu sebeple ulusun o ulusun kullandığı para birimi üzerinden döviz kurlarının yükselerek değere tabi olması aşamasına devalüasyon adı  verilir. Ulus’un kullandığı para birimi değerlendiğinde, aynı zamanda yabancı paraların döviz kuru üzerinden değer kaybetmesi sürecinide  revalüasyon olarak adlandırılır.

Devalüasyon ve revalüasyon, aslında bir ulusun para değerinin farklı ülkelerin para değerlerinin cinsinden değerinin dalgalanması o ülkelerin rekabet durumunu çok belirgin bir şekilde etkilemektedir. Ülkelerin  para birimleri, diğer ülkerin para birimleri karşısındaki değerleri Merkez Bankasının müdahale politikası ile korunmaktaysa reel bir kurdan bahsetmek güçtür. Merkez Bankasının  uygulamaya koyduğu değişik  döviz kuru politikalarınında bu manada sonuçları görülmektedir. Parasal birimin yabancı paralara yada altına çevrilmesine dayalı engeller  de bir başka engel daha teşkil etmektedir. Eğer para birimini, diğer paralara yada altına rahatça çevirebiliyorsan bu durum Konvertibilite  şeklini ifade eder.

Ekonomi ders notları… 1. DERS

tarihinde yayınlandı

Yaş Antlaşması – Yaş Antlaşmasının Maddeleri

yaş antlaşmasıYaş Antlaşması, 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı‘na son veren oldukça önemli bir antlaşmadır.Osmanlı Devleti 1787 seferini Kırım’ı kurtarmak için İngiltere ve Prusya’nın teşvikiyle açmıştı. Fakat Avusturya’nın bir süre sonra Rusya’nın yanında savaşa katılması, Osmanlı İmparatorluğu’nu güç duruma soktu. Rusya cephesindeki savaşlarda yenilgiler oldu. İsveç’in Rusya’ya karşı savaşa girmesi ve Prusya’nın Osmanlı Devleti ile anlaşması Rusları barışa zorladı. Ancak Osmanlı Hükümeti Rusların istedikleri şartları kabul etmedi. Bir süre sonra sürekli yengilgiler Osmanlıları ateşkes istemek zorunda bıraktı (1791).

Görüşmeler sonunda 10 Ocak 1792’de Yaş Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre:

1- İki devlet arasında kuvvetli bir dostluk kurulacaktı.

2- Küçük Kaynaca Antlaşması (1774) ve Aynalıkavak (1779), Kırım ile taman’ın Rusya‘ya katılması ile, Kuban ırmağını sınır olarak kabul eden antlaşmalar (1784) yürürlükte kalacaktı.

3- Avrupa’da Turla (Dniester) sınır olacak, bununla Aksu (Bug)nehri arasındaki Özkırı bölgesi ve Özi Kalesi Ruslara bırakılacak.

4- Tuna’nın sağında kalan Bender,Akkerman, Kili,İsmail ve Rus işgalindeki diğer kaleler Osmanlı Devleti’ne geri verilecek.

5- İki devletin diğer sınırları savaştan önceki durumlarını koruyacak.

6- Rusya bu sınırlar içinde işgal ettiği bölgelerden çekilecek.

7-Buğdanlılardan isteyenlere mallarını satarak ülkeden ayrılması için 14 aylık bir süre tanınacak.

8- Osmanlı Devleti, Ahıska valilerine, Tiflis hanının topraklarına saldırıda bulunulmamasını emredecek ve Kuban Irmağı’nın sol tarafında yaşayan Rus uyruklu halka zarar verilememesini sağlayacak.

9- İki devlet arasındaki ticaret devam edecek.

10- Bütün esirler karşılıklı serbest bırakalcak.

tarihinde yayınlandı

WordPress Güvenliği Dosya İzinleri

WordPress Güvenlik Önlemleri

Her geçen gün gelişen yazılım teknolojisi biz webmasterları ister istemez bazı tedbirler almaya yönlendiriyor. Bir çok blog yazarının kullandığı bir alt yapı olan WordPress için birkaç güvenlik önlemi belirtmek istiyorum.

WordPress güvenliği ile ilgili eklentisiz ve fazla mesai harcanmadan yapılabilecek tedbirlerden bir tanesi “wordpress dosya izinleri” olarak işin başında gelmektedir.

WordPress  dizininizdeki dosya izinlerini ftp yardımıyla aşağıda gösterilen ayarladığımız zaman güvenli bir websiteye sahip olursunuz. ama unutmayalım ki tam güvenliği hiç bir zaman sağlamak mümkün değil.

WordPress Dosya İzinleri (chmod)

Ana dizin (root directory) : 755
wp-includes/ : 755
wp-admin/ : 755
wp-admin/js/ : 755
wp-content/ : 755
wp-content/themes/ : 755
wp-content/plugins/ : 755
wp-admin/index.php : 644
.htaccess : 644
wp-config.php : 644

Lakin bazı eklentilerin wordpresse yüklenip tam randımalnlı çalışabilmesi için “wp-content” klasörünün dosya izinlerini “777” yapıp eklentiyi kurduktan sonra tekrar eski haline getirmek gerekiyor. Bazı durumlarda kurmak istediğiniz eklenti .htacces dosyasına erişim izni isteyebilir. Bunun iinde izni “777” yapıp eklentiyi kurduktan sonra izni eski haline getirebilirsiniz.

Diğer  Güvenlik Önlemleri

Bunların  yanında bazı güvenlik önlemlerinide şu şekilde sıralayabiliriz. İlk olarak “wp-config.php dosya şifreleme, wp-config.php de isim değiştirme ve wp-config.php başka klasöre taşıma” şeklinde sıralanabilir. Veya  wp-config.php ve wp-load.php dosyalarına erişimiznini engelleyebilirsiniz.

Wp-config.php dosyasının klasörünü için yapmanız gereken wp-load.php dosyasını açarak, içinde “wp-config.php” kelimesini aratıp,  ilgili klasör yolunu değiştirmektir. Tabi dosya bağlantısını, wp-config.php dosyasını taşımış olduğunuz yeni klasörün olduğu yeri belirtmeniz gerekmekte…