tarihinde yayınlandı

Network Marketing Nedir? Nasıl Çalışır? (networkmarketing)

Network Marketing Nedir? Nasıl Çalışır?

                Network Marketing, daha kaliteli ve uygun fiyatlı ürün kullanmak isteyen insanlara aracısız alışverişin öğretilmesidir. Normalde marketten alığınız ürünleri, araya toptancılar, perakendeciler girmeden, aracısız olarak doğrıdan üretici firmadan alabilirsiniz. Böylece indirimli alabileceğiniz gibi, çalıştığınız firmayı tavsiye ettiğiniz kişilerin, o fitmaya üye olarak yaptığı alışverişlerden de gelir kazanırsınız. Ürün satma zorunluluğu yoktur. Doğrudan satış işi değil, aracısız alışverişin öğretilmesi işidir. Networkmarketing işi herhangi bir diploma gerektirmez. 18 yaşını doldurmuş herkesn yapabileceği kadar basit, aynı zamanda saygın insanların yapabileceği kadar ciddi bir iştir. Ülkemizde Net Marketing sektörüne gönül vermiş her kesimden insan bulunmaktadır. Ev hanımlarından, maaşlı çalışanlara, esnaflardan işadamlarına kadar bir çok girişimci Network Marketing sistemi‘nde çalışmaktadır. Ülkemizde 600 bin kişi bu alanı sayesinde aile bütçesine katkıda bulunmakta veya bizzat bu iş ile geçinmektedir. Bilindiğinin aksine bir Pazarlamacılık işi değildir ve ürün satma şartı yoktur. Tamamen yasal olup kazançlarınız vergilendirilmektedir. Bağlayıcı yönü olmadığı için istediğiniz zaman bırakabilirsiniz.

Günlük hayatta kullandığınız ürünleri %25-%40 indirimli alabilirsiniz. Bu şirketler ürün kalitesine önem vermek zorundadır. Çünkü hayatta kalabilmelerinin tek yolu kaliteli ve uygun fiyatlı ürünler ile müşteri memnuniyeti sağlamaktır.

Böylece en kaliteli ürünleri, en uygun fiyata almış olursunuz. Ayrıca risksiz ve sermayesiz olarak kendi işinizi kurma fırsatınız olur. Bu fırsattan yararlanıp, yararlanmamak tamamen size bağlıdır ve tekrar belirtmek istenirse networking marketing sisteminde bağlayıcılık yönü yoktur ve istediğiniz zaman bırakabilirsiniz.


tarihinde yayınlandı

Sanal Aleme Yön Verenler

SANAL ALEME YÖN VEREN 17 ÇILGIN…

Bob Kahn, Vint CerfVint Cerf ve Bob Kahn: İnternetin babaları sayılır. Bob Kahn, Vint Cerf ile birlikte TCP/IP paketini kurdu. Bilgisayarların birbirleri arasında iletişim sağlayan bir dil olarak kullanılırlar.

 

Tim Berners-LeeTim Berners-Lee: Tim Berners-Lee 1989’da CERN laboratuvarında “html” dilini geliştirdi. Dünya da (WWW) olarak bilinen bilgi paylaşım sistemini kurdu.

 

ray tomlinsonRay Tomlinson: E-Posta’yı icat etti. Programcı Tomlinson, farklı yerdeki bilgisayarlar arasında mesaj alışverişini yaptı. Kullanıcı adı ve adresini birleştirmek için, birçok sembol arasından “@” sembolünü seçti.

 

Gary ThuerkGary Thuerk: İlk E-posta spamı. Günümüzde başımızın belası olan spam mail’leri bu adama borçluyuz.1978 yılında Digital Equipment Corp.’un satış departmanında çalışan Gary Thuerk, ARPANET’e yüzlerce ismin bulunduğu bir liste yollamış ve böylece dünyadaki ilk spam mail’i yollayan insan olmuştur.

 

Jarkko OikarinenJarkko Oikarinen: Metin tabanlı ilk chat programı olan IRC’nin geliştiricisi.

 

Robert Tappan MorrisRobert Tappan Morris: İlk solucan virüsü bu kişi tarafından gönderildi.

 

sabeer bhatiaSabeer Bhatia: Hotmail. .Web tabanlı Hotmail’in kurucularından biri. Daha sonra Hotmail’ı Microsoft satın aldı.

 

Larry Page ve Sergey BrinLarry Page ve Sergey Brin: Google. Bu kişiler bizim internette arama alışkanlığımı değiştirdi. Yani Google’ı kurdular.

 

Bill GatesBill Gates ve Microsoft; Microsoft Şirketini kurdu. Amerikalı girişimci Gates iki kişilik şirketini (Microsoft) başta gelen bir yazılım şirketine dönüştürdü. Gates 20. yüzyılın son döneminde en başarılı şirket patronlarından biri oldu.

 

Steve JobsSteve Jobs: Apple. Şirketin kurucusu ve ölümünden 5 hafta öncesine kadar da CEO’luğunu yaptı. Vizyonel yenilikçi yaklaşımlarla bilgisayar endüstrisinde çığır açan bir çok yeniliklere imza atmıştır. Bilgisayar endüstrisinin önderlerinden olarak kabul edilir.

 

David Filo ve Jerry YangDavid Filo ve Jerry Yang: Yahoo. Yahoo’yu ilk olarak arama motoru olarak kurdular. Şimdi e-posta, chat vb hizmetler için kullanılıyor.

 

Jimmy WalesJimmy Wales: Wikipedia. İnsanların bilgi elde ettiği bir platform olan Wikipedi’yi kurdu.

 

Niklas ZennstromNiklas Zennstrom: Skype. Tarihin en hızlı büyüyen iletişim platformlarından biri. Bilgisayar üzerinden üstün kalitede görüşme yapmak için kullanılıyor.

 

Matt MullenwegMatt Mullenweg: WordPress. Dünyanın en büyük internet sitelerinden biri. İfade özgürlüğü anlamında nimet olarak görülüyor.

 

Chad Hurley, Steve Chen, and Jawed KarimChad Hurley, Steve Chen, and Jawed Karim: Youtube. Bu üç kişi bir araya geldiler ve günlük 100 milyondan fazla videonun izlendiği bu siteyi kurdular. Chad Hurley, sitenin logosunu tasarladı. Steve Chen ve Jawed Karim de sitenin teknik işleriyle uğraştılar. Site daha sonra 1.65 milyar dolara Google tarafından satın alındı.

 

Mark ZuckerbergMark Zuckerberg: Facebook. Birbirleriyle iletişim halinde bulunmaları için üniversite öğrencileri için kurduğu site, onu dünyanın en zenginleri arasına soktu.

 

Jack DorseyJack Dorsey: Twitter. Dorsey’in, ‘insanların ne yaptığınızı bilmesi’ düşüncesi, dünyanın en hızlı büyüyen iletişim aracını ortaya çıkarmasına yardımcı oldu.

tarihinde yayınlandı

Osmanlı Rus Savaşında Çeşme Yenilgisi – Kırım Nasıl Kaybedildi

Kırım savaşıÇeşme yenilgisi, Mora’daki Rumları ayaklandırmak için Rus donanması 1770 yılı başlarında, Cebelitarık’ı geçerek  Akdeniz’e girmesiyle başladı. Mora’ya yardıma giden Osmanlı donanması başarısızlığa uğrayınca geri çekildi. 5 Temmuz 1770’te Çeşme’nin kuzeyinde Koyunadaları önünde tekrar Rus donanması ile karşılaşan Osmanlı gemileri savaşa tutuştular. İki taraftan da bazı gemilerin yanmaya başlaması üzerine, Osmanlı ve Rus gemileri savaş alanından uzaklaştılar.

Osmanlı donanması, dönemin önemli denizcilerinden Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın muhalefetine rağmen. Kaptanı derya Hüsameddin Paşa tarafından, manevra olanağı olmayan Çeşme Limanı’na sokuldu.Bu hatayı anında değerlendiren Ruslar, 6 Temmuz günü limanın ağzını kapatıp, içeriye ateş kayıkları göndererek birbirine yakın demirlemiş bütün Osmanlı gemilerini yaktılar.Osmanlı donanmasının imhası üzerine Ruslar savaşın sonuna kadar Akdeniz’de serbestçe dolaştılar ve Çanakkale Boğazını ablukaya aldılar.

Kırım’ın Kaybedilmesi :

Osmanlı, 1736-1739 Savaşı’nda Rus işgaline uğraması nedeniyle Kırım’ı Tatarların tek başlarına savunamayacağını gördüğünden, burada bir seraskerlik oluşturmuştu. Rusların Kırım‘a gireceği Or Kapı adlı geçit, savunma açısından son derece önemliydi. Bu savaşta Kırım Seraskeri olarak görevlendirilen Silahtar ibrahim Paşa’nın, Or Kapı’nın savunması için harekete geçmesi, Tatarlar tarafından geciktirilmiş ve sonunda Osmanlı ordusu yolda iken Or Kapıdaki kalede bulunan Tatarlar, bu önemli geçit noktasını Ruslara teslim etmişlerdi. Buradan rahatlıkla geçen Rus kuvvetleri Kırım’ı kısa zamanda işgal etmiş ve Osmanlı ordusu komutanı İbrahim Paşa‘yı da esir alarak Petersburg’a götürmüşlerdi,

Rus belgelerinden anlaşıldığına göre Ruslar, Kırımlılar ile çeşitli görüşmeler yapmışlar, yayımladıkları bildirilerle de onlara, Kırım’a doğru ilerleyen Rus kuvvetlerine karşı gelmedikleri takdirde, bağımsızlık vereceklerini vaat etmişlerdi.
1771’in sonunda Kırım Tatarları’nın, Rus vaatlerini kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Nitekim bu dönemde Kırım’da bulunan Mehmed Necati isimli bir yazar da Tatarların, Ruslarla işbirliği yaptıklarını açıkça yazar.

Osmanlı-Rus savaşının tüm detaylarını Osmanlı-Rus Savaşı adlı konumuzdan okuyabilirsiniz.

tarihinde yayınlandı

Osmanlı Rus Savaşı Neden Çıktı – Osmanlı Rus Savaşının Tarihteki Yeri

Osmanlı Rus SavaşıBelgrad Antlaşması ile 1739″dan sonra, uzun süren bir barış dönemi yaşanacaktır. Osmanlı-Rus barışı, 1768″de bozulur ve Osmanlı aleyhine ağır sonuçlar doğuracak bir savaşa girilir. Rusların Osmanlı sınır boylarına yeni kaleler yapmaları, serbestlikleri kabul edilmiş kabilelerin işlerine müdahale etmeleri ve Lehistan topraklarını istila ile bu devletin haki miyetine son verip, Osmanlı topraklarını bu yönden de tehdit etmeye hazırlanmaları, savaşın ana nedenleridir.Ragıb Mehmed Paşa, sadrazamlığı zamanında Rusya ile savaşmak isteyen III. Mustafa”yı engelleyebilmişti. Ancak bu muktedir devlet adamının ölümünden sonra onun bu işlevini yürütecek kimse yoktu.O sırada ortaya çıkan Lehistan sorunu, III. Mustafa”nın istediği fırsatı ayağına getirmişti. 4 Ekim 1768″de padişahın huzurunda devlet ricalinin yaptığı toplantı sonucu Ruslar”a, Lehistan”a karışmamaları yönünde ültimatom verilmesi kararlaştırıldı.Rus elçisi Obreskov, ültimatomu alınca oyalama taktikleri güttü; bunun üzerine 17 kişilik maiyetiyle birlikte tutuklanarak Yedikule”ye hapsedildi. Bu hadisenin ardından padişahla beraber toplantı yapan devlet ricali, 1769″un ilkbaharında Rusya”ya savaş açılmasını kabul etti.

Devrin önemli bürokratlarından Ahmed Resmi Efendi bu sevinç gösterilerini eleştirerek, savaş taraftarlarının, “Kızılelma”yı Buğdan”dan gelen alyanak elma” zannedecek kadar cahil olduklarını belirtir.

Osmanlı Rus Savaşının Tarihteki Yeri :

Ruslarla 1768″de başlayan bu savaşta Osmanlı devleti, başlangıçta bazı başarılar elde etmiş; ancak savaş sonunda, Rumeli cephesinde ağır yenilgiler yaşanmış bu arada da Çeşme kıyılarında Osmanlı donanması yakılmış ve Kırım, İmparatorluk topraklarından kopmuştur.
17 Temmuz 1774″de imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı tarihinde, en ağır şartları dayatan antlaşmalardan biridir. Bu antlaşma ile 1475″ten beri Osmanlı hakimiyetinde olan Kırım Hanlığı, Osmanlı idaresinden ayrılmıştır. Bu durum Kırım”ın Rus idaresine girmesinin ilk basamağıdır. Lehistan”ın paylaşılmasından sonra Rusya, 1783″te Kırım”ı işgal ederek topraklarına katmıştır.

Müslüman Türklerin yaşadığı Kırım”ın Rus hakimiyetine geçmesi, Türk milletinde şiddetli tepki ve üzüntü yaratmış ve Kırım”ın geri alınması arzusu, uzun yıllar Osmanlı politikasının temelini oluşturmuştur. Ayrıca, Kırım”ın Osmanlı hakimiyetinden çıkması, Karadeniz kıyıları, Anadolu, Boğazlar ve istanbul”un Rus tehdidiyle karşı karşıya kalmasına neden olduğu gibi, Osmanlı ordusunun Tatar kuvvetlerinin yardımından da mahrum olmasına yol açmıştır.

Osmanlı imparatorluğunun çöküş yıllan, 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşından sonra başlar. Osmanlı ilk defa bu savaşta, tek bir ülkeye karşı ağır bir yenilgiye uğramış ve bundan sonra da bir daha belini doğrultamamıştır. Bunun da en önemli nedenlerinden biri, 1739″daki başarıdan sonra, “tehlike geçti” diye, yapılmakta olan askeri yeniliklerin terk edilmesi ve rehavet ortamına girilmesidir. 18. Yüzyü”ın sonlarından itibaren de sanayi devriminin getirdiği gelişmeler nedeniyle, Avrupa devletleri arayı gittikçe açmaya başlamışlardır.

Küçük Kaynarca antlaşmasına dair herşeyi küçük kaynarca antlaşması adlı konumuzdan okuyabilirsiniz.

tarihinde yayınlandı 2 Yorum

Yusuf Kemal’in Belgeleri Neden Çalındı – Yusuf Kemal Bey Kimdir

yusuf kemal bey

Sakarya Savaşı”nın ar­dından Avrupa”da, hem Yunanistan”ın hem de Ankara Hü­kümeti”nin propa­ganda çalışmaları hızlandı. Yunanistan Başbakanı Gunaris liderliğinde bir heyetin Av­rupa”da destek arayışına gideceğini öğrenen Musta­fa Kemal Paşa, bu ziyaretin etkisini azaltmak ve Millet Meclisi”nin amacını birinci ağızdan anlatmak için, Dı­şişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey“i Avru­pa”ya göndermeye karar verdi.

Yusuf Kemal Bey 7 Şu­bat 1922″de, beraberinde Yusuf Hikmet Bey (Bayur), Özel Kalem Müdürü Ferit Bey, hukuk uzmanı Münir Bey ve Katip Kemal Bey”den oluşan bir heyetle istanbul”a doğru yola çıktı. Heyet İzmit”e vardığında İs­tanbul Hükümeti, grubu kar­şılamak üzere özel bir tren gönderdi. Yusuf Kemal Bey 15 Şubat”ta İstanbul”a vardı­ğında, halkın büyük ilgisiyle karşılandı.

Osmanlı Hükümeti”nin Dışişleri Bakanı Ahmet İzzetPaşa, Yusuf Kemal Bey“in zi­yaretiyle birlikte Ankara ve İs­tanbul arasındaki buzların çö­zülebileceğine inanıyordu. Yusuf Kemal Bey de Sultan Vahdettin”in Ankara Hükümeti”ni tanıması durumunda, istanbul Hükümeti”ni de Av­rupa”da temsil etme imkanı doğacağını düşünüyordu. 20 Şubat günü Ahmet İzzet Paşa, Yusuf Kemal Bey”i kaklığı otelde ziyaret ede­rek Sultan Vahdettin”in kendisiyle görüşmek istedi­ğini bildirdi.

21 Şubat 1922″de An­kara Hükümeti”nin Dışişle­ri Bakanı Yusuf Kemal Bey, Sultan Vahdettin tara­fından kabul edildi. Görüş­mede Sadrazam Tevfik Pa­şa da bulunuyordu.Yusuf Kemal Beygörüşmede, Vahdettin”in Millet Meclisi”ni meşru hükümet olarak tanımasını istedi. Ancak Sultan Vahdettin”in bu isteği kabul etmemesi üzerine, Yu­suf Kemal Bey Saray”dan ay­rıldı. Yusuf Kemal Bey daha sonra Sultan Vahdettin”in bu görüşmedeki tavrı için yanıl­gılarını görebilmesi için gözlüğe ihtiyacı var  yorumunu yaptı.

İstanbul Hükü­meti ve Sultan Vah­dettin, Ankara”nın Avrupa nezdinde et­kin girişimlerde bu­lunmasından rahatsız olmuştu. Yusuf Kemal heyetinin Ankara”dan hangi talimatlarla İstanbul”a geldiği ve Avrupa”da hangi görüşleri ortaya koyacağını öğrenmek için bir komplo dü­zenlendi.

Kemal Bey“in kayınpederinin evine giren Osmanlı Hüküme­ti ajanları, Yusuf Kemal Bey“in valizini gizlice açtırıp Ankara Hükümeti”nin tali­matlarını içeren gizli belgele­rin kopyalarını aldılar ve 6 Mart günü istan­bul”daki ingiliz Yük­sek Komiseri Rumbold”a ulaştırdılar. Onlar da bu belge­leri vakit geçirmeden Londra”ya, Lord Curzon”a gön­derdiler. İstanbul Hüküme­ti”nin bu tavrı, Ankara ile iliş­kilerini iyiden iyiye kopardı. Mecüs”teki görüşmelerde, is­tanbul Hükümeti üyelerine hakarete varan sözler sarf edildi ve   hatta Vahdettin”le görüştüğü için, Yusuf Kemal Bey de eleştirildi. Bunun üzerine Mustafa Ke­mal Paşa, Yusuf Kemal Bey“e Saray”la görüşmesi için yetki verildiğini açıkladı.Ancak istanbul Hüküme­ti”nin Ankara karşıtı çalışma­ları bununla kalmadı. Yusuf Kemal Heyeti”nin Avrupa”da-ki temaslarının etkisini kont­rol altında tutmak adına, Ah­met izzet Paşa başkanlığında ayrı bir heyet de ingiliz subay­larla birlikte, Yunan toprakla­rı üzerinden Londra”ya gönde­rildi, iki heyetin Avrupa”daki temasları neredeyse art arda geliyordu, Örneğin Lord Curzon”la görüşmeler iki gün arayla yapıldı. Ancak bu gö­rüşmelerden hiçbir başarılı so­nuç elde edilemedi. Görüşme­ler sonrası Ankara, İngilte­re”nin siyaseten de Yunanis­tan”ın yanında olduğunu net bir şekilde öğrenmiş oldu.

tarihinde yayınlandı

Nano Teknoloji

Nano Teknoloji

               Nano teknoloji, günlük hayatta çok fazla kullanılsa da pek fazla insan bu teknolojiden haberdar bile değildir. Her geçen gün biraz daha gelişen ve yeni tasarımlarıyla bambaşka alanlarda kullanılabilen nano materyaller çok geçmeden ehr bilgisayara ve cep telefonuna girecek. Örnek vermek gerekirse , gün ışığında parlayan ve ekranı okunamayan cep telefonları nano teknoloji ile tarihe karışacak. Bir Avrupa projesi olarak hayata geçirilen ekranları görülebilir kılarken enerji tasarrufu sağlanıyor. Proje yapımında silikon pul ile mikronanometrik alanlar göz önüne alınıyor. Kullanılmadan önce minyatür pulun daha geniş alana yayılmasını sağlayan projeye NanoInPrint deniliyor. Bu alan çok önemli bir alandır. Küçük bir pulun çok kullanımlı olduğu ve farklı alanlarda uygulanabildiği bir sistem. Bir süre sonra finalize oluyor ve ince tabakada etkin görünebilirlik sağlıyor. Küçücük bir plastik ve cep telefonu ekranlarında harikalar yataran  bu nano print , ilk kullanımdan itibaren görüş netliği sağlıyor. NanoPrintlerin yapımı sayesinde ışık içeri geçiyor ve netlik kazandırıyor.her alan farklı renkleri içerdiği için ışık parlamadan rahatça içeri girebiliyor. NanoInPrint tekniği uygulamalar için yeni bir çığır açıcak ve 3 boyut tekniğinde kullanılacak. Pencereleri gün ışığından korumak veya gündelik materyaller ışığın kırılmasını sağlamayacak ve enerji kaybı da azalacak. Projenin uygulanacağı diğer bir sektör ise otomobil sektörü. NanoInPrint yapısıyla transparan bir yapı oluşturularak daha güvenli ve daha komforlu bir sürüş deneyimi kazandırmayı amaçlayacaktır.

tarihinde yayınlandı

iPhone 5 Ve Muhtemel ve Muhteşem Özellikleri

iPhone 5 ve Özellikleri

             Ülkemiz ve dünyamız iPhone 4S serisi ile daha yeni heyecanlanmışken, Apple şirketi uzmanları iPhone 5 için çalışmalara başladı.Uzmanlar, dünyanın en iyi akıllı telefon iPhone serisinin iPhone serisinde olabilecek muhtemel ve mükemmel özellikleri sizler için açıkladı.Peki iPhone 5 için söylenen bu genel özellikler nelermiş hep beraber bakalım.

 

Ekran

Apple şirketi çalışanları iPad serisinin en yeni modelinde 2048×1536 çözünürlük yapmıştı.Şimdi iPhone 5’de de ekran boyutunda ve çözünürlülüğünde büyüme olacağı hakkında söylentiler var.Ekran ne kadar büyük olursa çözünürlük o kadar artabileceği de kesin diyebiliriz.

Tasarım

Tahmin edeceğiniz gibi iPhone 5 çok büyük bir ekrana sahip olması durumunda, büyük bür ihtimal ile tasarımlarında da değişiklik meydana gelecektir.Söylentilere göre de iPhone 5 daha ince hale getirilmesi mümkün olabilir ama bu bilindiği gibi pil sorunu çözülürse mümkün olabilir.

Daha Uzun Pil Ömrü

iPhone telefonlarının tüm serisinde pil sorunu olduğu bilinir.Motorola telefonlarında bu sorunun çözüldüğü bilindiği için Apple şirketi geride kalmamak adına bu problemi halletmesi gerekmektedir.Tüm kullanıcılarda bu pil ömrünün yeni modelinde çözülmesini bekliyor.

İşlemci

Yeni iPad hala çift çekirdekli bir işlemciye sahiptir.Ancak bilindiği üzere bu işlemci grafik çekirdeklerini dörde çıkarıyor.iPhone 4S’de çift çekirdekli bir işlemciye sahiptir.Apple şirketinin iPhone 5’i tekrar çift işlemci ile sunulması bekleniyor.Uzmanların yaptığı yorumlara göre yeni özellikler ile iPhone 5 modeli çok satılacak bie telefona benziyor.

tarihinde yayınlandı

Fransız İhtilali Nedenleri-Sonuçları-Osmanlı Üzerindeki Etkileri

Fıransız İhtilali Nedenleri-Sonuçları-Osmanlı Üzerindeki Etkileri

Fıransız İhtilali

1. Nedenleri
* Fransa’da krallık yönetiminin baskıları
* Halkın soylular, rahipler ve hiçbir siyasal hakkı olmamasına rağmen vergi veren burjuvalardan oluşan sınıflara ayrılmış olması
* Mevcut siyasal ve ekonomik yapıyı beğenmeyen aydınların eleştirileri
* Amerika’da kurulan cumhuriyet rejiminin etkileri
* Soyluların lüks ve sorumsuz yaşamlarına tepkilerin artması
* Aydınlanma çağının başlaması

2.Sonuçları
* Fransa’da mutlakiyet düzeni yıkılmış, eşitlik ilkesi kabul edilmiştir.
* Millet egemenliği fikri yaygınlaşmıştır.
* Milliyetçilik akımı tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır.
* insan ve Vatandaş Hakları Bildirisi ilan edilmiştir.
* Demokrasi fikri gelişmiştir.
* ihtilal sonrasında oluşan özgürlük, eşitlik, milliyetçilik gibi fikirlerin kendi ülkelerini etkileyeceğini düşünen Avrupa devletleri Fransa’ya savaş açmıştır.
* Yeni çağ kapanmış, Yakın çağ başlamıştır.

Fransız ihtilali’nden sonra ihtilal Savaşları ya da Napolyon Savaşlan ile Avrupa’nın siyasi yapısının bozulması karşısında 1815’te Rusya, Avusturya, Prusya ve ingiltere Viyana Kongresi’nde biraraya gelmiştir. Bu kongrede Avrupa’mn değişen siyasi yapısını eski haline getirmek ve monarşik yapıları yeniden güçlendirerek ulusçu hareketleri önlemek için kararlar alınmıştır. Bu kararların uygulamaya geçirildiği bu döneme Restorasyon Dönemi denilmiştir.

3. Fransız ihtilali’nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
• Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti zamanla Fransız ihtilali’nin yaydığı milliyetçilik
akımıyla zarar görmeye başlamıştır. Milliyetçilik akımının etkisiyle Osmanlı Devleti’nde azınlık isyanları ortaya çıkmıştır.
• Milliyetçilik akımı zamanla Osmanlı Devleti’nin parçalanmasına yol açmıştır.
• Fransız ihtilali Tanzimat ve Islahat fermanları ile meşrutiyetin ilan edilmesinde etkili olmuştur. Bu gelişmeler demokratik gelişmeler olduğundan Fransız ihtilali’nin Osmanlı Devleti üzerindeki olumlu etkileri olarak kabul edilebilir.

SORU:

1787’den itibaren Osmanlı Devleti, Rusya ve Avusturya arasında yoğun savaşlar başlamıştır. Ancak, Avusturya, 1789’dan itibaren Osmanlı ile olan savaşlarını sona erdirmiştir.

Avusturya’nın Fransız ihtilali sonrasında Osmanlı Devleti ile savaşına son vermesi, bu devletin daha çok hangi özelliği ile açıklanabilir?

A) Dinsel inancı
C) Coğrafi konumu
B) Çok ulusluluğu
D) Hukuki yapısı
E) Askeri durumu

Soruda verilen ön bilgide Avusturya’nın 1789’dan sonra Osmanlı Devleti ile yaptığı savaştan çekildiği vurguIanmıştır. Vurgulanan tarih Fransız ihtilali’nin yaşandığı tarihtir. Avusturya’nın Fransız ihtilali’nin yaşanması ardından savaştan çekilmesinin nedeni ulusçuluk akımından etkilenmesidir. Avusturya da çok uluslu bir devlet yapısına sahip olduğundan iç sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.
CEVAP: B

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Küçük Kaynarca Antlaşması – Küçük Kaynarca Antlaşmasının Yanlış Bilinen Yönleri

Küçük kaynarcaSon yüzyılın en önemli bürokratlarından Sadaret Kethüdası Ahmed  Resmi Efendi, barış görüşmelerine Os­manlı devleti adına ka­tılmak üzere birinci murahhas  olarak tayin edilmişti. 12 Temmuz 1774’te Osmanlı ordusundan ayrı­lan heyet, Rusla­rın barış görüşme-erini yapmak üze­re belirledikleri ve  Silistre’ye dört sa­at uzaklıkta bulu­nan Balya Boğazı civarındaki Küçük Kaynarca kasabasına doğru  hareket et­mişti. Mareşal Ro­manzov‘un karargahı da bu­radaydı.

Rus temsilcisi, General Reppin idi. Ruslar daha önce yapılan ateşkeslerin bir sonuç vermediğini ileri sürerek, Os­manlı murahhaslarının ateş­kes önerisini reddettiler. He­men barış antlaşması görüş­melerine geçildi ve 7 saat sü­ren müzakerelerin sonunda, daha önce Bükreş’te kararlaş­tırılan esaslara göre antlaşma­ya varıldı. Ancak Rus temsil­cisi Reppin, Mareşal Romanzov‘un emriyle, antlaşmayı imzalamayı dört gün sonraya bıraktı. Çünkü 21 Temmuz, Petro’nun Prut yenilgisinin yıldönümüydü!

Küçük Kaynarca Ant­laşmasının en ağır madde­si, Kırım’ın bağımsız bir statüye sokulmasıydı. Bu durum gelecekteki bir Rus işgalinin habercisiydi. Ayrı­ca Ruslara, istanbul’da bir kilise inşası, ticaret gemile­rine Boğazlardan serbestçe geçiş olanağı ve İstanbul’da daimi bir elçi bulundurma hakkı verildi. Kapitülas­yonlardan istifadeye başla­yan Rusya’ya 4.5 milyon Ruble de savaş tazminatı ödenecekti.

Küçük Kaynarca Antlaşmasının Yanlış Bilinen Yönleri:

Yaklaşık 225 yıldır Kü­çük Kaynarca Antlaş­ması, Rus hüneri ve Osmanlı beceriksizliği olarak anlatılır. Bu görüşlerin kayna­ğı, Franz Thugut‘un düşünce­lerileri ve ondan 100 yıl sonra ay­nı görüşleri paylaşarak ‘Şark Sorunu’ üzerinde çalışan Al­bert Sorel‘in yapıtlarıdır. Roderic H. Davison, bu görüşle­ri değiştirecek araştırmalar yaptıysa da bunlar anlaşıla­mamış ve yaygınlaşmamıştır.

Bu antlaşma ile Rusların Osmanlı ülkesindeki Orto­doksları himaye hakkını elde ettikleri düşünüldüğünden, ‘Küçük Kaynarca’ hemen bütün kitaplarda zikredilmekte­dir. Ancak Davison’un araş­tırmaları durumun böyle ol­madığını, Rusların yalnızca is­tanbul’da, Galata semtinde Rus elçisinin himayesinde bir kilise kurma hakkını kazan­dıklarım ortaya çıkarmıştır.

Antlaşmada, bu kilisenin Greko-Rus inanana sahip olacağı belirtilmiştir. Ancak Türkçe metni kaleme alan Ba­bıali katibi, ‘Rüsogrek’ yaza­cağı yerde, yanlışlıkla ‘Dosografa’ yazmıştır. Daha sonra Küçük Kaynarca Antlaşması ile ilgili araştırmalar yapan Cevdet Paşa ve Akdes Nimet Kurat gibi Türk tarihçileri bu yanlışlığı fark etmemişler ve bu antlaşmayla Rusya hima­yesinde ‘Dosografa’ diye anı­lacak bir kilisenin kurulacağı­nı eserlerinde zikretmişlerdir.

Ancak Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rusya’ya veri­len bu kilise kurma ve himaye hakkı, bilemediğimiz bir ne­ durumun böyle ol­madığını, Rusların yalnızca is­tanbul’da, Galata semtinde Rus elçisinin himayesinde bir kilise kurma hakkını kazan­dıklarım ortaya çıkarmıştır.

Antlaşmada, bu kilisenin Greko-Rus inanana sahip olacağı belirtilmiştir. Ancak Türkçe metni kaleme alan Ba­bıali katibi, ‘Rüsogrek’ yaza­cağı yerde, yanlışlıkla ‘Dosografa’ yazmıştır. Daha sonra Küçük Kaynarca Antlaşması ile ilgili araştırmalar yapan Cevdet Paşa ve Akdes Nimet Kurat gibi Türk tarihçileri bu yanlışlığı fark etmemişler ve bu antlaşmayla Rusya hima­yesinde ‘Dosografa’ diye anı­lacak bir kilisenin kurulacağı­nı eserlerinde zikretmişlerdir.Ancak Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rusya’ya veri­len bu kilise kurma ve himaye hakkı, bilemediğimiz bir ne­denden dolayı, hiçbir zaman gerçekleşmemiştir

tarihinde yayınlandı

MsSql Database Hataları Ve Çözüm Yöntemleri

MssqlDatabase hataları bilindik üzere belki de en sık karşılaşılan ve içinden en çıkılmaz hata loglarından birisidir.Eğer database‘nizde bir komut verme sırasında veya yönetmek istediğiniz zamanlarda suspect hatasını ile karşılaşıyorsanız aşağıda verdiğimiz yöntemleri deneyerek sorunu çözebilirsiniz.

1- Database birden çok .mdf ve .log dosyasından oluşuyor olabilir.

2- Database’in alanı yetersiz geldiği için üstte ki şekilde parçala ihtimali vardır.

3- Database özelliklerinde belirtilen dosyalar yanlış konumlandırılmış ve database dosyaları bulamıyor olabilir.

4- Database de normalin dışında şişme olabilir.

Bu durumlarda ilk yapılması gereken .mdf ve .log dosyalarını yedek alarak aşağıda ki aşamalardan birisiyle sonuca gidebilirsiniz.

1)

EXEC SP_RESETSTATUS ‘DBADI’;
ALTER DATABASE DB SET EMERGENCY
DBCC CHECKDB(‘DBADI’)
ALTER DATABASE DB SET SINGLE_USER WITH ROLLBACK IMMEDIATE
DBCC CHECKDB (DB,REPAIR_ALLOW_DATA_LOSS)
ALTER DATABASE DB SET MULTI_USER

2)


DBCC CHECKDB (‘btaxidb’, REPAIR_ALLOW_DATA_LOSS)
DBCC CHECKDB (‘btaxidb’)
DBCC CHECKDB (‘btaxidb’, REPAIR_REBUILD)

3)
USE master;
GO

EXEC sp_resetstatus’btaxidb’;
GO

USE btaxidb;
DBCC CHECKDB WITH NO_INFOMSGS;
GO

4)

USE master;
GO

ALTER DATABASE btaxidb SET EMERGENCY
GO

ALTER DATABASE btaxidb SET SINGLE_USER
GO

DBCC CHECKDB(btaxidb, REPAIR_ALLOW_DATA_LOSS) WITH NO_INFOMSGS;
GO

USE btaxidb;
DBCC CHECKDB WITH NO_INFOMSGS;
GO

Yukarıda verdiğimiz kodları execute etmek yeterli olacaktır.
Not: Burada verdiğimiz komutlar MSSQL Server 2005 aracılığı ile test edilmiştir. MSSQL 2000 ve 2008′e de uyumlu olabilir.

Dipnot: Her aşamayı denedikten sonra mutlaka database‘nize reset atarak durumu kontrol ediniz.Ayrıca özellikle dikkat etmeniz gereken diğer nokta ise kodların sonunda boşluk olmamasıdır.Eğer böyle bir hata yaparsanız denediğiniz yöntemler işe yaramayacaktır.