tarihinde yayınlandı

Düz Tabanlık Ve İçe Basma Nedir – İçe Basma Tedavisi

İçe BasmaPek çok anne ve baba, hiç de böyle bir şey olmadığı halde, çocuklarının düz taban olduğu kaygısına kapılırlar. Be­beklerin düz taban görünmeleri, ayak tabanlarında, topuğun önündeki keme­ri dolduran çok miktarda yağ dokusu bulunmasıdır; söz konusu kemer, ayak kullanılıp, güç kazandıkça biçimini alır. Küçük çocuğunuzun düz taban oldu­ğundan kuşkuya kapılırsanız, ayakka­bılarının altına bakın. Ayakkabılarının altları (tabanları) iç kenarları boyunca belirgin biçimde yıpranmışsa, ayak ke­merleri gerektiği gibi gelişmemiş ola­bilir. Bu durumda hemen doktora ya da bir ayak sağlığıuzmanına kontrol ettirin.Kemerlerin gerektiği gibi geliş­mesini sağlayacak egzersizler önerebi­lirler.

İçe Basma Nedir :

İçe basma diye adlandırılan biçim bo­zukluğunda, çocuğun ayakları içe dö­nüktür. Yürümeyi yeni öğrenen çocuk­larda içe basmaya çok sık rastlansa da, çoğunlukla kendiliğinden düzelir. Ama içe basma, bacakların içe dönük olma­sından da kaynaklanabilir.

İçe Basma Tedavisi : 

İçe basma durumu yalnızca ayaklarda ortaya çıktığı zaman, sorun zamanla, çocuk üç yaşlarına geldiğinde, herhan­gi bir tedaviye gerek kalmadan kendili­ğinden düzelir. Düzelme olmazsa, bu bozukluk ayaklar alçıya alınarak, en­der durumlarda da cerrahi yoldan (ameliyatla) düzeltilebilir.

Bacakların içe dönük olması da, ço­cukların büyük çoğunluğunda, altı ya da yedi yaşlarına geldiklerinde kendi kendine düzelir. Altı yada yedi yaşına gel­melerine karşın bu kusurun düzelmediği çok az sayıda çocukta da bacağın üst bölümünün kemiklerini yeniden hizaya sokmak için, uzun vadede çok iyi sonuç veren bir ameliyat uygulanır.

tarihinde yayınlandı

Çocuklarda Ayak Bakımı Nasıl Yapılmalıdır

Ayak BakımıAyak bakımı vücudumuzun her noktasına yapılan rutin bakımlar gibi sürekli olarak yapılması gereken bir işlemdir.Özellikle ayak bakımına özen göstermeyen kişilerde mantar ve ayak kokusu gibi sorunlar baş gösterebilir.

Ayak Bakımında Dikkat Edilecek Noktalar ;

  • Bırakın çocuğunuz elden geldiğince yalınayak dolaşsın. Doğal olarak, odanın soğuk olmamasına, çocuğunuzun ayağını yaralayabilecek delici, batıcı şeyler bulunmamasına dikkat etmeniz gerekir.
  • Çocuğunuzun ayakkabılarının, ayaklarını çok sıkmamasına dikkat edin. Çok küçük bebeklerdeyse, tek parçalı, ayakları da içine alan çocuk tulumları bile, çok sıkı olurlarsa, bebeğin ayaklarını sıkıp, zarar verebilirler.
  • Bir çocuğun ayakkabısını, başka çocuğa giydirmeyin; çünkü ayakkabılar, kısa bir süre sonra giyenin ayağının biçimini alırlar,iki çocuğun ayakları da, birbirinin aynı değildir.
  • Ayak sağlığını korumaya alışmasını sağlamak, böylece ayak enfeksiyonlarını önlemek için. çocuğunuzun ayaklarını günde en az bir kez yıkamaya ve iyice kurulamaya önem gösterin.
  • Çocuğunuza teri, naylon gibi sentetik liflerden çok daha iyi emen pamuklu ya da yünlü çoraplar alın; Terin emilmesine; ayakların enfeksiyondan korunmasına yardımcı olur.
  • Çocuğunuza, elden geldiğince, ayağının havalanabilmesine olanak veren, ayak terine engel olan deri ayakkabılar giydirin.
  • Çocuğunuz büyüdükçe, ayağında biçim bozukluklarına yol açabilecek son moda, ama alışılmamış biçimlerde (çok dar ve sivri uçlu gibi) ayakkabılar giydirme hevesine kapılmayın.

Yukarıda belirttiğimiz noktalara dikkat ettiğiniz takdirde daha sağlıklı ayaklara sahip olabilirsiniz.Aksi durumda ayağınızla ilgili sağlık problemi yaşamanız olası bir durum olacaktır.

tarihinde yayınlandı

Aids Nedir – Aids’den Korunma Yolları Nelerdir

AidsGünümüzün korkulu düşü AİDS. yeni bir hastalık olması, bu yüzden de halk arasında bu konudaki bilgilerin azlığı nedeniyle, pek çok kişinin kafasını kar­makarışık etmiştir.

AİDS ya da tam adıyla “edinilmiş bağı­şıklık sendromu” (İngilizce Acquired Immune Deficiency Syndrome), insa­nın enfeksiyonlarla savaşan bağışıklık sistemine saldırarak işlevlerini bozan HIV virüsüyle (insan bağışıklık yeter­sizliği virüsü) bulaşır. Bu konuda ya­pılan araştırmalar, HİV virüsünün üç ana yolla bulaştığı konusunda güçlü kanıtlar sağlamıştır.HİV bulaşmış bir kişiyle korunma önlemi alınmadan ku­rulan cinsel ilişki; HİV bulaşmış bir ki­şiden alınan kanın, başka bir kişiye aktarılması ya da virüs bulaşmış bir iğne kullanılması; özellikle anne ve babaları ilgilendiren, hamilelik, doğum ya da meme emzirme sırasında, HIV virüsü bulaşmış anneden bebeğe geçiş.

AİDS’den Korunma Yolları : 

AİDS‘li olmanız, ülkemiz gözönünde tutulduğunda son derece küçük bir olasılık olduğuna göre, bebeğinizi ya da çocuğunuzu “çağımızın vebası” diye de adlandırılan bu korkunç hastalıktan korumak için alacağınız önlemler, özellikle ikinci bulaşma yoluyla ilgilidir. Kan aktarımında ya da kan ürünlerinin yapımında kullanılan bütün kanlar günümüzde gelişmiş ülkelerde Elisa tarama testiyle ve VVestern leke testiyle antikorlar bakımından taranmakta ve bu testlerden birinde pozitif sonuç veren kan ya da kan ürünleri, kesin olarak kullanılmamaktadır. Gene de, bebeğinize ya da çocuğunuza kan verilmesi gerekirse, verilecek kana yukarda sözü edilen testlerin uygulanıp uygulanmadığı konusunda hastane personeliyle konuşun. Ayrıca, hangi nedenle olursa olsun, bebeğinize ya da
çocuğunuza, iğne yapılması gerektiğinde, mutlaka hiç kullanılmamış, temiz, mikroptan arındırılmış, bir kez kullanılıp atılan iğne ve şırınga kullanılmasını sağlayın.

tarihinde yayınlandı

Bebek Ağlaması – Bebek Ağlaması Tedavisi

bebek ağlamasıAğlama, ya bazen kaygı gibi bir duygu durumunun neden olduğu doğal ve çoğunlukla istemsiz (refleks) bir tepki olarak ya da bir ağrıya yanıt olarak ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda ağla­manın amacı gerginliği azaltmaktır. Sözcüklerin kullanılamadığı başka du­rumlardaysa, ağrıyı, kederi ya da bir gereksinmeyi dile getirmenin bir yolu­dur. Yaşamın ilk haftalarında, bebeğin çevresindekilere iletişim kurabileceği tek yol, ağlamadır.

Gözyaşı, gözyaşı bezleri tarafından sürekli üretilen sulu, tuzlu bir sıvıdan oluşur. Gözyaşı bezleri, gözlerin üst dış köşelerinde yeralırlar. Gözyaşının akışı, gözü temiz ve mikroplardan anmış durumda tutar. Aynı zamanda, gözyuvarlarının kayganlığını sağlar; göz kırpma sırasında, göz kapaklarının gözyuvarlarının üstünde düzgün bir bi­çimde hareket etmelerine olanak verir.

Göz kapaklarının kırpılması sırasında, gözyaşı sıvısı, gözlerin iç köşelerinde­ki küçük deliklerin içine girer. Buradan, gözyaşı kanalları yoluyla aşağıdaki burnun ve gırtlağın arka yanına akar.

Bebeğiniz ağladığı zaman ya da bir gözü, içine kaçan tozdan, kum tane­sinden, vb. rahatsız olunca, gözyaşı akışı artar.

Ağlama Belirtileri :

Bebeğiniz ağlarken, gözyaşlarının ak­masının yanı sıra yanakları da kızarıp, ainı buruşabilir. Ağzının köşeleri ço­ğunlukla aşağı doğru kıvrılır ve soluk alıp verme düzeninde belirgin bir de­ğişme olur. Genel solunum hızı çok hız­lanır ve derin bir soluk almayı, hıçkır­ma ve çığlık halinde ağlama izleyebilir.

Bebeklerde ağlamanın en yaygın nede­ni acıkma, midesinde gaz birikmesi, genel huzursuzluk, herhangi bir ağrı özellikle diş çıkarma sırasında, can sıkıntısı ve kendisini yalnız hisset­mesidir. Aşırı uyarılma ve yorgunluk kadar, ürkütücü bir ses de ağlamayı başlatabilir. Bebeği sert hareketlerle yatağından almak, giydirmek ve soy­mak, gözyaşlarının kolayca akmasına yol açarsa da, ıslak ya da kirli alt bez­leri,  çok uzun süre değiştirilmeden bırakılmadıkça çok fazla sıkıntıya yol açmaz ve genellikle bebeğin ağlama­sına neden olmaz. Bebeğin ağlamasına yol açan bir başka neden de, hastalık başlangıcıdır.

Ağlama Tedavisi :

Ağlamanın nedenini bulmaya çalışın ve önce bu nedeni ortadan kaldırın. Son­ra, bebeğin ağlamasının durması için. çeşitli yatıştırma tekniklerine başvu­run. Bazı bebekler bir battaniye içine iyice sarmalanmaktan, sallanmaktan ya da oda içinde kucakta dolaştırılmak­tan çok hoşlanırlar. Bazıları hafif mü­zik sesiyle ya da ninni, şarkı söylenince rahatlarlar. Daha büyük çocuklar göz­yaşlarını kısa sürede denetim altına alabilirler; buna karşılık çok küçük bir bebek, yatıştırıldıktan çok sonra da, hıçkırmayı sürdürebilir. Bebeğiniz çok ağlıyorsa, altında hiçbir ciddi neden bulunmadığından emin olmak için, doktoruna muayene ettirin.

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Çocuklarda Ağız Kokusu – Ağız Kokusunun Tedavisi

Ağız Kokusu

Ağız kokusuna (soluk kokusu da de­nir), çocuklar arasında çok ender rastlanır. Bulunması, genellikle çocuğun dişetierinde ya da dişlerinde bir sorun bulunduğunun ya da mide bozukluğu,boğaz enfeksiyonu gibi küçük bir sağlık sorununun belirtisidir.

Ağız Kokusunun Nedenleri : 

Ağız kokusunun birçok nedeni olabilir. En çok rastlanan neden, dişetleri hastalığı ya da diş çürümesidir. Bu durumlarda ağızdaki bakteriler soluğun kötü kokmasına yol açarlar.

Sindirim Sistemi Kaynaklı Ağız Kokusu : 

Sindirim siteminin işlevleri de ağız kokusuna neden olabilir. Sistemin düzgün çalışması sırasında bile, soğan, sarmısak ve çeşitli baharatların sindirilmesi sırasında ağız kokabilir.Mide nezlesi gibi enfeksiyonları bulunan çocukların genellikle ağızları kokar. Herhangi bir hastalık geçirdikten birkaç saat sonra da bir çocuğun veya bir yetişkinin ağzı çok kötü kokabilir. Ayrıca, bademcik iltihabı da soluğun kötü kokmasına neden olabilir.

Solunum Sistemi Kaynaklı Ağız Kokusu :

Solunum sistemi hastalıkları da  ağız kokusuna yol açabilirler. Çocukta burun nezlesi ya da sinüzit (sinüslerin iltihaplanması) geçici olarak ağız kokusuna neden olabilir. Daha ciddi ve daha ender görülen bronş ya da akciğer hastalıkları, özellikle de irinlenme durumu oluşmuşsa, soluğun kötü kokmasına yol açacaktır.

Çocukta denetim altına alınmamış şeker hastalığı ya da böbrek yetmezliği bulunması gibi ender durumlarda da, belirtilerden biri, ağzın kendine özgü bir biçimde kokmasıdır.

Ağız Kokusunun Tedavisi :

Başka belirtiler yoksa, çocuğunuzu diş doktoruna götürerek dişlerinde ya da dişetierinde yolunda gitmeyen bir şeyler olup olmadığına baktırmanız yerinde olur. Diş sağlığı önemsenmezse, çürüyen dişlerin tedavi edilmesi, hatta çekilmesi gerekebilir.

Diş doktoru büyük olasılıkla, dişler ile dişetleri arasındaki ceplerde oluşmuş ve dişetlerindeki iltihabı başlatmış sert plakları kazıyacaktır. Diş sağlığına gerçekten dikkat edilmezse, dişetlerini yarmak ve sonra dikmek gerekebilir. Bu nedenle, böylesine “sert” bir tedaviden korumak için, çocuğunuzun dişlerinin ve dişetlerinin bakımını düzenli olarak yapmasını sağlamanız gerekir.
Diş doktoru, çocuğunuza dişlerinin ve dişetlerinin bakımını nasıl yapması gerektiğini gösterecektir. Dişlerini temizlerken çocuğunuzun bu öğütlere uymasını sağlayın; sonra da, ideal olarak üç-altı ayda bir, düzenli olarak kontrola götürün.

tarihinde yayınlandı

Bebeklerde Beslenme Rejimi

bebek beslenme rejimiBebeğinizi kendiniz emziremiyor, bibe­ronla besliyorsanız, besin maddeleri çok fazla zengin olacağından, beslen­mesinde daha büyük çocuklar için hazırlanmış bir mama kullanmamaya dikkat etmeniz gerekir. Aynı biçimde, biberondaki miktarı da. öğütlenenden daha fazla hazırlamayın. Özellikle sıcak havalarda bebekler, acıktıklarından de­ğil, daha çok su istediklerinden huzursuzlandıklarından, ek bir biberon öğünü yerine, biraz kaynatılmış su vermeniz daha doğru olabilir. Biraz daha büyükçe bebeğinize, peksimet vermeyin.Gereksiz miktarda şeker içerir. Bisküvi ve kek de vermeyin. Ge­rekli şekeri, mamasından zaten alı­yordun

Az daha büyüyünce çocuğunuzun, yemek zamanlarında besleyici yemek­ler yiyecek yerde, yemek aralarında şekerli abur cuburla midesini dol­durma alışkanlığı edinmemesine dikkat edin. Yemek aralarında bir şeyler ye­mesini kısıtlayın. Çubuklu şekerler, dondurma, tatlılar, çikolata, bisküvi ve kekleri, oldukça uzun aralarla ve çok az miktarlarda verin. Ayrıca, çocuğu­nuzu gözönünde tutarak, bütün ailenin yemek yeme alışkanlıklarını gözden geçirmeniz ve kendi yemek yeme reji­minizde birkaç değişiklik yapmanız gerekebilir. Şişmanlıkta en önemli et­kenin, bütün besinleri gereğinden çok yemek olduğunu akıldan çıkarmayın. Daha sağlıklı bir beslenme rejimi plan­lamak için, bir uzmana danışmaktan çekinmeyin.

Hareket de önemlidir. Çocuğunuz aşırı kiloluysa, daha az hareket etmek gereksinmesi duyacaktır. Çocuğunuzu küçük yaştan başlayarak canlı, hare­ketli olmaya, koşmaya teşvik edin. Bu ona, bedeninin gelişmesi açısından olduğu kadar, aklının gelişmesi açısın­dan da yararlı olacaktır. Unutmayın, Sağlam kafa, sağlam bedende bulu­nur.

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

Bakteri Kökenli Eklem İltihaplanması – Septik Artrit Nedir

Septik ArtritBakteri kökenli eklem iltihabı (“septik artrit” de denir) günümüzde ender rast­lanan bir hastalıktır. Ortaya çıktığı za­man da. genellikle başarıyla tedavi edilmektedir.

Eklem İltihaplanması Belirtileri :

Bakteri kökenli eklem iltihabı, adından da anlaşılacağı gibi, bir eklemin ilti­haplanmasıdır. Çocuklarda yüksek ate­şe neden olur. Ateş 40 dereceyi aşar ve en­feksiyona uğrayan eklem şişip, ağrır; dokununca da şiddetli ağrı duyulur. İl­tihap, şişmiş alanın kızarmasına yol açar. Genellikle tek bir eklem hastala­nır.

Eklem İltihaplanması nedenleri : 

Hastalığa, bir ekleme yerleşen bakteri enfeksiyonu yol açar. Enfeksiyon ekle­me, bedenin başka bir yerinde enfek­siyon bulunması durumunda kan dola­şımı aracılığıyla günümüzde ciddi en­feksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edil­diğinden, hastalık bu yolla çok ender olarak yayılmaktadır ya da yakındaki bir yaradan bulaşır.

Enfeksiyona uğrayan eklemde bakte­riler üreyerek, iltihaplanmasına ve do­kununca ağrımasına yol açar. Ağrı ve şiş, hasta eklemin normal olarak kul­lanılmasını Alle nett beste-norske-casinos.com du finner linker til her pa Casinotrollet. engeller; etkilenen eklem kalça eklemiyse, çocuk ayakta duramayabilir.

Eklem İltihaplanması Tedavisi :

Eklemde kalıcı bir yıkımın oluşmasını önlemek için. tedaviye çok çabuk baş­lanması son derece önemlidir: Çocu­ğunuzun ateşi çok yüksekse ve bir ek­leminde ağrıya duyarlılık ile şişme var­sa, hemen doktorunu çağırın.

Doktor, bakteri kökenli eklem iltiha­bından kuşkulanırsa, çocuğunuzun he­men hastaneye yatırılmasını isteye­cektir. Hastanede, enfeksiyonla savaş­mak için, toplardamar yoluyla yüksek dozda antibiyotikler verilir; şişkinlik kı­sa sürede inmezse, uyuşturma uygu­landıktan sonra bir şırıngayla irin bo­şaltılır. Ayrıca, gerekiyorsa, yüksek ateşi denetim altına almak için önlem­ler uygulanır.

Yaklaşık iki haftalık yoğun tedavinin ardından, bu kez ağızdan verilen ilaç­larla, daha az yoğun bir antibiyotik te­davisi uygulanmaya başlanır. Aynı za­manda, eklemin yapışmamasını sağla­mak için. çocuğa fizik tedavi uygulanır. Çocuğun hastaneden çıkarılmasından sonra da, eklemin tam işlevini kazana­bilmesini sağlamak için, fizik tedavinin sürdürülmesi gerekir.

tarihinde yayınlandı

Egzama Nedir – Egzama Tedavisi ve Belirtileri

egzamaPek çok bebek ve küçük çocuk egzama geçirirse de yaşları büyüdükçe, egza­ma yatışmaya yönelir. Egzama genel­likle aileler içinde görülmekle birlikte, çoğunlukla çocuklardan birini etkiler. Egzama, bir alerjiden kaynaklanabilir; ayrıca saradan, ruhsal bir sarsıntıdan kaynaklanabilir. Ama çoğunlukla, belir­li bir nedeni yoktur.

Egzema Belirtileri :

Egzama, deride, çabucak kuruyarak çatlayan ve pek çok küçük kabarcıkla ya da küçük küçük sulu kabarcıklarla kaplanan İltihaplı lekelerle belirti verir. Çoğunlukla, döküntüye kaşıntı eşlik eder; döküntüleri kaşımak, daha da kötüleştirerek sulu kanayan yaralara yol açar ve çevreye yayılmalarını kolaylaştırır.

Egzama genellikle çocuğun yüzünde ve saçlı derisinde başlayıp, ellere, kol­lara ve bacaklara yayılır. Özellikle de­rinin kat yerleri ve giysilerin sürtün­düğü yerler, çok kötü bir görünüş alır.

Egzema Tedavisi Nasıl Yapılır :

Egzamalı çocukların bazılarında, inek sütüne alerji vardır. Alerjiye yatkın ol­dukları bilinen ailelerde, çocuğa, inek sütü verilmemesi, egzamanın ortaya çıkması olasılığını azaltır. Annesinin sü­tü yoksa (ya da yeterli değilse) ya da çocuğun memeden kesilme zamanı geldiyse, inek sütü yerine keçi sütü ve­rilebilir. Egzamaya, ev hayvanlarının tüy­lerine alerji de yol açabilir; bu durum­da çocuğun ev hayvanlarıyla ilişkisini kesmek gerekir.

Egzama genellikle derisi kuru çocuk­larda görüldüğünden, tedavinin en önemli yanı deriyi nemli tutmaktır.Ço­cuk çok sık yıkanmamalı ve deri üs­tünde kuruyan, ayrıca alerji kökenli egzamaya yol açabilen sabundan sakınılmalıdır.

Kuru sabun yerine, sıvı bebek sabu­nu kullanmak en iyi seçenektir. Ayrıca, bebeğin derisi çok kuruysa, nemlendi­rici bebek kremleri kullanılmalı ve ku­rumasını önlemek için. soğuk havada derisi iyice örtülmüş durumda tutul­malıdır.

Özellikle dikkat edilmesi gereken nok­ta, çocuğun kaşınmasını önlemektir: Kaşınma, döküntüyü kötüleştirir ve en­feksiyona yol açabilir. Bebeklere ve küçük çocuklara pamuklu kumaştan ya­pılmış parmaksız eldivenler giydirile­rek, kaşımayla kendilerine zarar ver­meleri önlenebilir; ayrıca, pamuklu iç çamaşırları ve çoraplar, egzamanın kö­tüleşmesini önlemeye katkıda bulunur. Duyarlı deriyi tahriş edebileceği için, yün çamaşırlardan özellikle kaçınmak gerekir.

tarihinde yayınlandı

Sinüzit Nedir – Sinüzit Belirtileri Ve Taedavisi

SinüzitSinüzit , sinüslerin, yani gözlerin ve burunun çevresinde bulunan, hava dolu boşlukların iltihaplanmasıdır. Sinüsler, burnun içini kaplayan mukozayla örtülü dar geçitlerdir. Boğazın üst yanına bağlanır ve burna açılırlar; bu yüzden de burundaki ya da boğazdaki bir enfeksiyon, sinüslere kolayca yayılabilir Bu durumda içerini örten mukoza iltihaplanır ve sümükle (müküs) tıkanabilir. Sinüzit, sinüsleri pek gelişmiş durumda, olmadığından bebeklerde pek görülmezse de, Üç yaşının üstündeki çocuklarda oldukça sık görülür.

Sinüzit Belirtileri :

Başlıca belirti, genellikle bir ya da her iki yanaktaki ya da alındaki iltihaplı sinüs üstünde hissedilen ağrı ya da sancıdır. Etkilenen alan, dokunulunca ağrır ve agrı genellikle, çocuk öne eğilir ya da uzandığı zaman şiddetlenir. Ayrıca, çocuğun ateşi yükselebilir,  burnundan yeşilimsi bir akıntı gelebilir gözleri sulanabilir.

Sinüzit Nedenleri :

Sinüzit, genellikle  bir nezleyi, öksürü­ğü ya da bademecik iltihabını izler. Ço­cuğun burun etrafında biçim bo­zukluğu varsa, sinüsleri serbestçe boşalamadığından sinüzite daha yatkın olur.

Sinüzit Tedavisi :

Hafif sinüzit iki üç günde kendiliğin­den temizlenir. Şiddetli nöbetler, ço­cuklarda çok ender görülür.Çocuğu­nuz böyle bir nöbet geçiriyorsa, dok­toru antibiyotik ve damar genişlemesi gideren tatlar (dekonjestan) verebilir. Buğu solutma mukusu yu­muşatarak çocuğun sinüslerinin boşalması sağlanabilir.Ama çocuğunuzun kaza sonucu kaynar suyla haşlanma­ması için çok dikkatli uygulanması gerekir. Çocuğunuz sık sık sinüzit geçiriyorsa, doktoru sinüslerinin temiz­lenmesi için küçük bir ameliyat önere­bilir.

tarihinde yayınlandı

Sıcak Çarpması – Güneş Çarpmasının Belirtileri Ve Tedavisi

Güneş ÇarpmasıGüneş genellikle yararlıdır fakat aşırı beden çabası harcama ve çok fazla sı­cak (özellikle İkisi bir arada okluğun­da), bedenin doğal süreçlerini kötü etkileyebilir ve bitkinliğe yol açabilir. Bu durum, beden terinin kolayca buharlaşamadığı nemli ortam koşullarında da­ha da kötüleşir. Aşırı durumlarda, bu­nun sonucunda sıcak çarpması (güneş çarpması“da denir) ortaya çıkabilir.

Güneş Çarpmasının Belirtileri : 

Çok fazla sıcakta kaldığı için sıcak çarp­masının hafif biçimi olan sıcak bitkinli­ğine uğramış bir çocuk, halsizlik, bit­kinlik duygusu ve başdönmesi hisse­der. Ayrıca, bu belirtilerin yanı sıra ba­caklarında kramplar oluşabilir; benzi mutlaka soluk olur ve ateşi yükselebilir.

Sıcak çarpmasının daha ciddi biçimin­de, beden ısısı 40 derecenin üstünde olur hatta bayılmalar dahi olabilir.Bununla birlikte tam bir bilinç yitimi durumu, yani koma ortaya çıka­bilir. En önemli belirti, terlemenin bü­tünüyle ortadan kalkmasıdır. Terleme bütünüyle ortadan kalkınca da, nabız çok hızlı ve deri çok kuru olacaktır. Sı­cak çarpması çok ciddi olabilir ve te­davi edilmemesi durumunda komaya, beyin bozunlanna. hatta ölüme yol açabilir.

Güneş Çarpmasının Tedavisi :

Çok önemli olmayan sıcak bitkinliği, evde tedaviye iyi yanıt verir; buna kar­şılık çocuk bilincini yitirmek üzereyse ya da bilincini yitirmişse. beden ısısı 40  dereceye  ya da daha üstüne yükselmişse. hemen ya doktoru tarafından ya da hastanede tıbbi bakım altına alınması gerekir. Bilinç yitimiyle birlikte, solu­num da durmuşsa. yapay solunum uy­gulanmalıdır.

Güneş çarpmasını evde tedavi etmek için; Çocuğunuzu serince bir odaya yatırıp, hava akımı sağlamak için pencereleri ve kapıları açık tutun; üstünü örtmeyin ve üstünde çok az giysi bulunsun. Tuz şeker dengesini yeniden oluşturmak için ona tuz ve yitirdiği sıvıyı karşıla­mak için bol sıvı verin. Bunu yapmanın en iyi yolu. bir tatlı kaşığı tuzu (5 ml) 1 Iitre suya karıştırarak çocuğa yavaş yavaş içirmektir.

Beden ısısını düşürmek için, çocuğun bedenini ılık suya batırılmış süngerle ıslatıp, suyu derisinin üstünde buhar­laşmaya bırakın. Her yarım saatte bir çocuğun ateşini ölçün: Beden ısısı nor­male dönüyorsa, bir yada iki saat içinde her şey düzelecek demektir.