tarihinde yayınlandı

Mani ve Depresyon (Ruhsal Çöküntü)

depresyonMani

Bu hastalığa tutulanların bütün faaliyetlerinde artma vardır. Hiç durmadan konuşurlar, öyle ki, konuşmak, tan sesleri kısılır. Ancak konuşmaları an anlamsızdır. Bir konudan ötekine atlarlar. Neşeleri artmıştır. Kendilerini dünyanın en mutlu insanı hissederler, Birçoğu kendini büyük bir kişilik olarak görür. Madalyalar, apoletler takar, kılıç kuşantılar. Kadınlar yüzünü gözünü boyar, saçlarına, üstlerine başlarına çeşitli süsler iliştirir. Gece gündüz devamlı hareket halindedir. Güçlerini artmış hissederler. Kendilerini pehlivan, şampiyon, general olarak görürler ve milyonlarca liralık servetlerden ve milyonluk ordulardan dem vururlar. Manik hastalar bazen bu devamlı hareketten bitkin düşer ve zayıflar. Mani tedavisi şizofrenide olduğu gibidir. Elektrik  şok tedavisi çok  etkilidir.

Depresyon (Ruhsal Çöküntü)

Üzücü bir olaydan sonra bir kimsenin İçine kapanması ve kedere boğulmasıdır. Depresyonlu hasta hayattan zevk almaz, canı yemek yemek konuşmak, eğlenmek, istemez. Hayatı anlamsız ve yaşamağa değmez bulur. Birçokları aşırı derecede endi. selidir. Her şeyden kuşkulanırlar. Kendilerinde türlü hastalıklar hayal eder ve hiçbir zaman iyileşemeyeceklerine inanırlar. Bazıları da kendisinin günahkâr olduğu kanısındadır. Çektiği acılara lâyık olduğunu ve bu hastalığın kendisine ceza olarak gönderildiğini söyler. Uyku kaybı sık görülür. Depresyonlarda en büyük tehlike hastanın intihar etmesidir. Her ne kadar intihar etmekten bahseden bir kimsenin bunu yapmayacağı söylenirse de bu yanlıştır. İntihar fikri olan her hasta gece gündüz dikkatle gözlenmeli ve intihar aracı olabilecek şeyler ortadan kaldırılmalıdır. Depresyon tedavisinde elektrik şok tedavisi etkilidir. Ayrıca depresyonu önleyen ilâçlar da mevcuttur.

tarihinde yayınlandı

Şizofreni Nedir?

Özellikle bu günlerce çoğumuzun dilinde dolanan bu ciddi hastalık hakkında ne kadar doğru bilgiye sahipsiniz?

Şizofreni kişide gerçeği değerlendirme yetkisinin bozulduğu bir hastalıktır.

Yani kişi gerçekle hayal dünyasını birbirinden ayırt edemez. Hasta mesleki, insan ilişkileri ve sosyal ortamları ile sorunlar yaşamaya başlar. Kısacası tüm sosyal aktivitelerini etkiler.

Hasta oluşan düşünce bozuklukları çerçevesinde bir yaşam kurar ve orada yaşamaya başlar. Hemen hemen çevresinde bulunan herkesten şüphe duymaya, çevresindeki insanların onu öldürmek istediğine yada en yakınlarının ona ihanet ettiğini düşünür. Ve hayal dünyasında onları yaşar. Bunların yanı sıra birtakım olağan dışı sesler duymaya, olmayan varlıkları görmeye ve hayatına onları dahil etmeye başlar. Diğer tiplemede ise kendine bakmama, dağılma, yaşamdan ve hiçbir eylemden tat alamama gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Şizofreni hastalığı daha sıklıkla 20 ila 30 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. 40 yaşının üzerindeki durumlarda da görülebilme ihtimali olsa da bu diğerine nazaran daha azdır. Genellikle stresin yoğun olduğu dönemlerde hastalık kendini göstermeye başlar. Askerlik ya da aşk acısından dolayı yaşanan stresli zaman içerisinde rastlanabilir. Bu hastalık sürekli bir tedavi gerektirir. Tedavi ile belirtiler azalır fakat ilaçları bırakma durumunda tekrar ortaya çıkar. Bu yüzden ihmal edilmemeli ve aksatılmamalıdır. Aksi halde hastalığın ciddiyeti artar.

İlaç ile tedaviye cevap verildiği görülürse, hasta topluma kazandırılmak için bir takım sosyal ortamlara kazandırılabilir. Böylece hem meşgul olacağı hem de hayatını sürdürebileceği imkanlara kavuşmuş olur.

Şizofren olan insanların evlenmeleri ve çocuk sahibi olmaları doktorunun düşüncelerine bağlıdır. Eğer sorumluluk alabilecek ve evlilik hayatını sürdürecek işlevselliğe sahipse, kendi ayakları üzerinde durabiliyorsa o zaman doktorunda tavsiyesi ile evlenebilir.

Evlilikte çocuk sahibi olabilir fakat şizofreninin %10 civarında genetik olarak devamı sağlanan nesle geçmesi mümkündür. Anne babadan birinde şizofreni var ise doğan çocukta şizofreni olma olasılığı %10 dur.

tarihinde yayınlandı

Depresyon ve Tedavisi – Psikonevroz Nedir

Depresyon        Üzücü bir olaydan sonra bir kimsenin içine kapanması ve kedere boğulmasıdır. Depresyonlu hasta ha­yattan zevk almaz, canı yemek yemek konuşmak, eğlenmek, istemez. Ha­yatı anlamsız ve yaşamağa değmez bulur. Birçokları aşırı derecede endişelidir. Her şeyden kuşkulanırlar. Ken­dilerinde türlü hastalıklar hayal eder ve hiçbir zaman iyileşemeyeceklerine inanırlar. Bazıları da kendisinin gü­nahkar olduğu kanısındadır. Çektiği acılara layık olduğunu ve bu hastalığın kendisine ceza olarak gönderil­diğini söyler. Uyku kaybı sık görülür. Depresyonlarda en büyük tehli­ke hastanın intihar etmesidir. Her ne kadar intihar etmekten bahseden bir kimsenin bunu yapmayacağı söy­lenirse de bu yanlıştır. İntihar fikri olan her hasta gece gündüz dikkat­le gözlenmeli ve intihar aracı olabi­lecek şeyler ortadan kaldırılmalıdır. Depresyon tedavisinde elektrik şok tedavisi etkilidir. Ayrıca depresyonu önleyen ilaçlar da mevcuttur

 

Psikonevroz :

Psikonevroz rahatsızlığına halk arasında kısaca nevroz denilmektedir. Günümüzde oldukça sık olarak karşılaşılan nevroz rahatsızlığı genellikle orta yaşlardaki bayanların maruz kaldığı bir rahatsızlık türüdür. Bu hastalıkların özelliği kişinin akıl, zeka, yargı, duyu, hafıza gibi düşünme, çalışma ve yaşaması için gerekli yeteneklerine, dokunmadıkları halde o kimsede kuruntu, korku, keder, üzüntü, evham gibi ruhsal şikayet ve bozukluklara yol açmalarıdır.

Çeşitli şekilleri vardır:

Anksiyete: Kuruntu, korku, çarpıntı, terleme, baygınlık, evham başlıca belirtileridir. Nevroz rahatsızlığının tedavisinde ise psikiyatr ve ilaç desteği alınması gerekmektedir. Nevroz ile başlayan rahatsızlıklar tedavi edilmediği takdirde daha büyük hastalıklara yol açmaktadır. Bu yüzden hastalık ilerlemeden öngörülen şikayetlerin ardından derhal uzmana başvurmak gerekmektedir.