tarihinde yayınlandı

Film Tanıtımı “Buz Devri” “Örümcek Adam” “Kara Şövalye” “Vampir Avcısı”

Sinema Film Tanitimi

Derslere gömülmüş sınavlara çalışırken sinemaya gitmek mümkün olmuyordu ama yaz tatili boyunca sıcakların zirve yaptığı günlerde püfür püfür klimalı sinemalar artık bizi bekliyor.

İNANILMAZ ÖRÜMCEK ADAM
inanılmaz örümcek adamPeter Parker gerçek ailesi tarafından terk edildiği için dayısı ve yengesinin büyüttüğü, sosyal hayatta zayıf karakterli, lise çağında bir gençtir. Her ergenin yaşadığı sorunları yaşamakta ve hayatı sorgulamaktadır. Bir yandan da Gwen Stacy’ye deliler gibi aşıktır. Bir gün babasına ait bir çanta bulan Parker, anne ve babasının ortadan kaybolmasının ardındaki sırları çözmeye karar verir. Karşısına Oscorp şirketi Ve babasının eski ortağı olan Dr. Curt Connor’ın laboratuvarı çıkar. Artık Peter Parker için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır …

BUZ DEVRİ 4: KITALAR AYRILIYOR
Buz devri 4Manny, Diego ve Sid’in, kendilerini diğerlerinden ayıran afetten sonra sürüklendikleri bir kıtada başlarına gelenleri beyazperdeye taşıyor. Bir buzdağından derme çatma bir gemi yapan kahramanlarımızın maceralarla dolu epik deniz seferi böyle başlıyor. Manny ve arkadaşlarını bu yeni dünyada egzotik deniz canavarları ve acımasız korsanlar da bekliyor. Sincabımız ise hala o palamudu kovalıyor.

KARA ŞÖVALYE YÜKSELİYOR
Kara ŞövalyeTerörist lider Bane, Batman’ın yaşadığı Gotham şehrinin güvenliğini tehlikeye atarken, Batman’ı da yok etmek için Kedi kadın Selina Kyle’ı da yardıma çağırır ve olaylar gelişir. Bu filmle, Christopher Nolan yorumlu Batman efsanesinin sonu gelirken, başrolde Bruce Wayne/Batman olarak yine Christian Bale’i, ezeli düşman Bane olarak Tom Hardy’yi, Selina Kyle rolünde Anne Hathaway’i ve John Blake olarak da Joseph Gordon- Levitt’i seyrediyoruz.

ABRAHAM LINCOLN: VAMPİR AVCISI
vampir avcisi19yy.’da tüm Avrupa, vampirlerin işgali altındadır. Abraham’ın ailesi bu zulümden kaçmak için Amerika’ya gelmiştir. Fakat kısa sürede Abraham burada da ailesini vampirler yüzünden kaybedecektir. intikam yemini eden Abraham büyük oynar ve Amerika topraklarına başkan seçilir. 11 Güney Eyaleti ile Washington yönetimi arasında çıkan iç Savaş, vampirler ve insanlar arasındaki geçen iktidar mücadelesine dönüşecektir. Lincoln, vampirlerin kökünü kurutmaya kararlıdır …

tarihinde yayınlandı

Sinema ve Film Çekimleri

Sinema,dünü yeniden kurgulayan, geleceği hayal ettiren büyülü bir düny,adır. Hic
vakit kaybetmeyin. Bu dünyaya gitmek icin bir bilet, yanınıza bir arkadaş, bir
kutu da mısır alın ve arkanıza yaslanın..

sinemaBiliyor muydunuz?

Günümüzde sinema filmlerinde 1saniyede 24 kare görüntü gösteriliyor. Sinemanın ilk yıllarında çekilen sessiz  filmlerde ise 1 saniyede ancak 16 kare görüntü gösterilebilmekteydi. Sessiz filmlerin bugünkü gelişmiş aygıtlarla gösterildiğinde figürlerin çok hızlı hareket etmeleri de bundan kaynaklanıyor.

insan gözü, bir perde üzerinde belirli bir hızla art arda yansıtılan film karelerini ya da bir resim çizilmiş kitap sayfalarının hızla çevrilmesiyle görüntüleri, kesintisizmiş gibi algılar. Beyin gözün ağ tabakası üzerine düşen görüntüyü, görüntü yok olduktan sonra kısa bir süre daha saklar.

Ağ tabakadaki yansıma gerçekte göründüğü süreden daha uzun bir süre algılandığından bir cismin görüntüsü kaybolamadan öbür cismin görüntüsü ağ tabakaya düşerse, film karelerinden göze yansıyan her görüntü bir birinin devamı olarak, yani hareket ediyormuş gibi algılanır. İşte gözün bu özelliğinin bilinmesi sinema sanatının temel etkeni olmuştur.

Uzmanlık alanı video-art olan ve sinema sektöründe editörlük, yönetmenlik, yazarlık gibi pek çok alanda başarılı ürünler ortaya koyan Ege Berensel, sinema tarihine ilişkin ilginç hikayeleri ve tarihi bilgileri bizlerle paylaştı.

Sinemanın ortaya çıkma ihtiyacını nasıl yorumluyorsunuz?
Hans Richter’ın “Struggle for the Film” kitabından bir hikaye anlatayım. “Batılı bir seyyah, 1923’te, yanında bir sinema projektöru bir de çok eski bir film ile Mardin’in en yoksul semtine yerleşir, Geceleri evinin duvarından bu filmi defalarca gösterir. Hiç seyirci sıkıntısı yasamaz, hatta bazı kişilerin filmi defalarca izlediğini fark eder. 8ir gün yanlışlıkla son makarayı ilkiyle karıştırır, hiç kimse bundan şikayet etmez. Bizim seyyahın ilgisini çeker, tüm makaraların sıralarını karıştırarak gösterime devam eder. “Artık hepsi de birbirinden farklı bir sürü film olur … Kimsenin neden bundan rahatsız olmadığını en yaşlı müşterisine sorar. Ortaya çıkar ki, makaraların doğru sıralanmasında bile filmin olay akışını, konusunu, anlamamışlardır. Belli ki insanlar sinemaya sadece dört nala giden atlar ve koşturan çocuklar gördükleri için gitmişlerdi …

Sinemanın icadını tetikleyen unsur nedir?
Sinema tam olarak, bir tek kişi tarafından değil, farklı zamanlarda, farklı kişilerin aynı prensip doğrultusunda yaptıkları çalışmalar sayesinde doğmuştur. Heykeltıraş Rodin’in “Atlar koşarken, dört ayağı da havada kalır mı?” sorusunu, çoklu kameralar kullanarak çektiği fotoğraflarla doğrulayan Eadweard Muybridge bu alanda iyi bir başlangıç yapmış diyebiliriz.

Bizim tarihimizde sinema öncesi alanda çalışmalar var mı?
Elbette var. Örneğin Levni Sair Vehbi’nin 1920’de III. Ahmet’in şehzadelerinin sünnet düğünlerini anlatan Surnamesi’ni resmeder. Osmanlı minyatür geleneğinde hareketli imajın ilk ortaya çıkışıdır bu. Padişah III. Ahmet her minyatürün üst kısmına yerleştirilir ve önünden çeşitli meslek erbapları, hünerli kişiler, fişek ustaları geçerken sayfalar çevrildikçe bir hareket oluşmuş olur.

Bili’ver Köşesi

tarihinde yayınlandı

Ezan’lar Susunca

 

yılmaz erdoğan Bu günler de çok konuşulan bir mevzu haline gelen , Yılmaz ERDOĞAN’ nın  Ezan seslerinin filmler de kullanılması  mevzusu.

Aslın da Ezan’ın filmler de kullanılıp kullanılmama meselesi değil.  Asıl mesele; milletin ruh ve mana köklerine eskisi gibi tekrar geri dönmesi ve bir zamanlar tarihe yön veren, o manevi atmosferin tekrar yaşanmaya başlamasının hazmedilememesidir.

 

Dediğim gibi; mevzu bu değildir. Çünkü bu millet bırakın Ezanların filmer de kullanılması, gerçekten Ezanların susturulduğu günleri yaşadı.

 

   İşte milletin bu ruh ve şuura tekrar kavuşmasından korkanların çıkarmış olduğu yaygaralar ve kendi asılsız vehimlerinden başka bir şey değil.

 

Yılmaz ERDOĞAN bu milletin bir ferdi olması hasebiyle bu düşüncesini dile getirmesinde haklıdır. Çünkü yabancı filmler de Çan seslerinin kullanıldığını birçok kez şahid olmuşuzdur. Peki neden benim yetiştiğim toplumun temel öğelerinden biri olan Ezan kullanılmasın. Ben bu toplumun bir ferdi olarak bunun yapılmasını istiyorum ve yapanları alkışlıyorum.

 

Ha! Peki neden bunca yaygara, bunca vehim… Bu tiplerin meseleyi getirmek istedikleri nokta ‘’irtica’’, ‘’ şeriat’’… vs.

 

Her ne kadar zahiren içimiz de bulunsalar dahi, mana itibari ile bizden uzak olan bu tip insanlar hep bu tür söylemleri ile gündemi işgal etmişlerdir. Lakin bizler huzurlu ve herkesin kendi değerlerini yaşaması taraftarı olduğumuz için; mana itibarı ile bizden olmasalar dahi biz onların yaptığı gibi bu tür nefret söylemlerine girmeyeceğiz.

 

Hasıl-ı kelam; bu millet maneviyatın olmadığı günleri de yaşadı. Ezanların susturulduğu günleri de yaşadı. Böyle bir mevzuu bulundu camia ya rağmen dile getirdiği için

Yılmaz ERDOĞAN‘a  müteşşekirim.

Yavuz YAĞMUR


tarihinde yayınlandı

FETİH 1453

FETİH 1453 FRAGMANI

Yönetmen: Faruk Aksoy,
Oyuncular: Ozan Çobanoğlu, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest, Şahika Koldemir, Recep Aktuğ, Sedat Mert, Volkan Keskin, Özkan Güngör, Cengiz Coşkun, Edip Tüfekçi, Devrim Evin, Naci Adıgüzel, Erdem Alkan, Ali Rıza Soydan,
Senaryo: İrfan Saruhan, Atilla Engin,
Yapımcı: Faruk Aksoy, Ayşe Germen