tarihinde yayınlandı

Bedük Kimdir?

Bedük
BedükTürkiye’de dans müziği denildiğinde akla gelen ilk isim
Serhat Bedük ile teknoloji ve son albumunu konuştuk.

Türkiye Bedük’ü 5 yıldır beğeniyle dinliyor, izliyor.
Yola çıkarken bunu planlamış
mıydın?

Kimse böyle bir şeyi önceden planlayamaz, sen sadece sevdiğin şeyi yapıyorsun ve yapmaya devam ediyorsun, beğeni kendiliğinden geliyor. Bunun için gelecekte neler olacak diye hiç düşünmedim.

Müziğin kıpır kıpır ama bir o
kadar da yalın …

Benim bir yaklaşımım vardır: Less is more. Az şeyle çok şey yaşatabilmek yani ve bu her zaman doğru bir yaklaşımdır. Albümlerimi dinlediğiniz zaman çok fazla armoni var, çok fazla geçmişe gönderme var ve birçok müzik tarzının karışımı var. Şarkılarda Jazzy akorlara rastlamak da mümkün, sert rock riflerine de.

Ya yeni albüm?

Bu dördüncü albümüm olacak, ayrıca aralarda iki tane de single yaptım. Eylül’de piyasada olacak. Öbürlerinden
bir adım ötede olacağını düşünüyorum. Ben yaptığım müziğe dans müziği diyorum, bazı çevreler elektronik müzik olarak adlandırsa da bana göre göre elektronik müzik çok farklı.Albüm de global bir sound amaçlıyorum ve bugüne dek yaptıklarımı bir adım daha öne taşıyacağını inanıyorum yani kendimi tekrar da değil, daha iyisini yapmak adına deforme etmek de değil…

Bunun konser ayağı da olacak
mı?

Kesinlikle. Özellikle bunun için bir sahne projemiz var. Bunun için oldukça çalışıyoruz ki gerçekleştiğinde hayatınızda görüp görebileceğiniz en teknolojik sahne olacağını söyleyebilirim. Sonuçta oldukça çılgın bir hazırlık içerisindeyiz.

Genel anlamda teknolojiyi
seven biri misin?

Ben teknolojinin hastasıyım. Hayatımı zaten teknolojiden kazanıyorum. Aksi düşünülemez zaten …

Çocuk demişken, bu ay
babalar günü ve sen iki çocuk
babasısın …

Evet kız 1.5,erkek 3.5 yaşında. Baba olmak müthiş bir duygu ne kadar yoğun olursam olayım çocuklarımla vakit geçirmek adeta terapi gibi bir şey.

Bu derece teknolojik bir
babaya da Babalar Günü’nde
teknolojik bir hediye yakışır.
Nasıl bir hediye beklentin var?

Gerçeği söylemek gerekirse yanlarında olmak bile bir hediye benim için.Ama mutlaka bir adı konsun derseniz iPhone’da bir video çekip bana göndermeleri bana yeter.

Müzik ile bitirmek gerekirse
sözü, evde kullandığın müzik
sistemi nedir? Örneğin
konukların geldiğinde …

O zaman da müzik dinlemeyelim sohbet edelim derim. Hayat paylaşınca güzel…

tarihinde yayınlandı

Sinekli Sinan

SİNEKLİ  SİNAN

Yasin

Aynı işi yapardık Sinan’la. Ortağımdı o zamanlar. Tabi o zamanlar dediğim bundan beş yıl öncesiydi. Bizim gündüzümüz yatağa esir düşmüş;  gecelerimiz sarhoşlara hizmetle geçerdi.

Sinan bıçkın bir delikanlı, eser gürler kimseye ses ettirmez nefes aldırmaz. Zannedersin peygamber tayin edilmiş başımıza her zaman ondan sorulmalı her şey. Haliyle korkar herkes gençtir kanı deli akıyor korkusu yok. Gençler alttan alır eyvallah çeker, yaşını başını almışlar geri geri çekilir bulaşmaz. Ne olduysa bir günde oldu bitti bizim serseri Sinan oldu mu Sinekli Sinan.

Nasıl oldu diye merak ediyorsun dinle o zaman. Bu olay olmadan önce gece birlikteydik yine. Meyhanede nefes aldırmadı kafayı çekip dünyası dönmeye başlayanlara. Basıyor küfürü, sayıp döküyor ana avrat soy sop. Neyse dağıldı tabi herkesler sabahın olmuş mu beşi yine. Tabi yol üstü evi. Birlikte yürüdük ordan buradan lafladık ağzı bozuk adamın iki lafından biri uçkuruna münhasır. Bırakıp onu evine ben geçtim evime.

Sonrası mı sonrasını ondan duydum:

Sinan

Sen’le kapattık ya dükkanı cebine koyim. Eve geldim yattım başım çatlıyor. Tabi uyumak nerde kıvran dur yatakda. Yatak değil cebine koyim sanki salıncak. Ben hırs yaptıkça uyumak için sanki uyku benden kaçıyor. Kıvran Allah kıvran. Neyse sabah yedi sekiz ben şöyle bir dalar gibi oldum. Vızzzzzzt. Anlıma bişey yapıştı cebine koyim. Aha cebine koydum demeye kalmadı tokadı patlattım, ama alnıma oturtmuşum Osmanlıyı. Kafa ha çatladı ha çatlayacak derken bir de tokadı yedik mi kendi  elimizden, artık bize tokat mı oldu yoksa sakarlık mı ettik cebine koyim bilmem. Dur aha geldi gene cebine koyduğum.

-Kim geldi olum.
-Görmüyon mu sineği?
-Ne sineği olum kafayı mı yedin n’aptın?
-olum cebine koyduğum hortumunu sallıyo baksana. Neyse gitti gene.
-anlatıyodun olum.
-he tam tokadı patlattım baktım kafamın üzerinde dönüp duruyor. Kalktım sayıp sövüyorum tabi. Aldım gazeteyi elime. Tam duvara yanaşmış iniş takımlarını açmış. Bir çarptım gazeteyle sırtından çıktı bacakları herhal. Pat düştü yere cebine koyim. Baktım bitane daha geldi. Ona vurayım  derken bitane daha geldi. Tam yeni gelene döndüm bitane daha geldi sıraya girmişler cebine koyim ben vurdukça çoğalıyo bunlar.

Yaşlı Sinek

Biz çok badireler atlattık evladım, inanır mısın bir gün manyağın birine denk geldik çok zaiyat verdik ama hala pes etmedik tabi. Kana kan dedik son damlasına kadar öcümüz olanı hakkımız olanı alacaz elbet.

-Nasıl oldu büyük büyük dede?
-Nasıl mı oldu?

Baban o zamanlar deli kanlı, ananla yeni evlenmişler. Gece gündüz demeden dalışlar yapıyor. Gece evine girdiği adamların delinmedik derisini bırakmıyor. Tabi çok söyledim oğul etme böyle girersin bir gün delinin birinin evine ölün çıkar başımızı koma belada diye. İnsan oğlu delisi çok olur gece bir yarıda uyanır alır eline zehir zıkkım bir meret yapıştırır seni, duvara. Dinlemedi. Tabi cümbür cemaat girdik birinin evine içerisi leş gibi kokuyor pis zıkkım biri ağzını açmış ha öldü ha ölecek. Baban da anana hava olsun diye sen tut adamın anlına dal. Adam betermiş önce kendine bile patlattı babana vuracam diye.sonra dikildi yatağın içine dikti gözlerini babana. Elinde büyükçe bir şey. Dedim bizim oğlan gitti bu deli bunu öldürür biz dikkatini dağıtalım baban biraz mesafe alsın demeye kalmadı baban duvarın dibinden geçerken sersemledi mi panikledi mi anlamadım konmaya yeltendi.dikkati dağılır diye uçuşsak da adam kenetlenmiş bizim oğlana. Pat. İndirdi bizimkinin üzerine kocaman bir şeyle. Baktık baban emaneti teslim etmiş sahibine. Biz durur muyuz hiç. Toplandık etrafına. Veysel’i de gönderdik gölün oradan toplanıp gelsinler diye. İşte beş yıldır buradayız. Eve sardık çıkmıyoruz.

Yasin
İşte böyle abi adama sarmış sinekler bizimki de kafayı bozmuş bunlarla eve giremiyor. Bizim Sinan artık sineksiz gezmez oldu başında bir küme. Karşıdan görsen yürüyen kovan zannedersin mübareği. Vel hasıl onca ezdiği adamın ahı çıkıyor anlayacağın.

Kıvanç Akyol

tarihinde yayınlandı

Mark Zuckerberg

Mark ZuckerbergSosyal ağların genç mucidi

Mark Zuckerberg’in eğlence amaçlı kurduğu Facebook
günümüzün en değerli şirketlerinden birisi oldu.
En büyük sosyal ağ Facebook’un 2011 yılındaki
net değeri 96 milyar dolardı.

Mark Zuckerberg, 14 Mayıs 1984’te New York, ABD ‘de doğdu. Çocukluğundan itibaren bilgisayarlara meraklıydı. 12 yaşında Atari BASIC’i kullanarak ‘Zucknet’ adlı ilk programını yazdı. “Sanatçı arkadaşlarım vardı, bana gelir bir şeyler çizerlerdi, ben de o çizimlerden oyun yapardım” diyor.

Lisede eskrim takımının kaptanıydı. Pandora olarak bilinen müzik platformunun atası olan Synapse adlı bir müzik uygulaması yazdı. Liseden mezun olduktan sonra Harvard Üniversitesine girdi. Öğrencilerin ders seçimlerine yardımcı olan Course Match adlı bir uygulama yazdı.
Sonra Facemash adlı, yanyana iki adet bayan ya da erkek öğrencinin fotoğraflarının olduğu ve kullanıcıların hangisinin daha çekici olduğunu oylayabildiği bir site yaptı. Bu site kısa zamanda popüler olup hem tüm üniversitenin internetini yavaşlatınca kapatıldı. 2004 yılında ise günümüzdeki en büyük sosyal ağ sitesi olan Facebook‘u kurdu. Site, 2004 sonunda 1 milyon üye barajını aşmıştı.

2005’te Accel Partners şirketinin 12,7milyon dolarlık yatırımı sonrası Zuckerberg, siteyi daha da genişleterek tüm dünyaya açarak 2005 sonuna kadar 5,5 milyon kullanıcıya ulaştı. Yahoo! ve MTV Networks gibi şirketler siteyi almak isteseler de Zuckerberg satmadı. 2010 yılında ise Time dergisi tarafından ‘Yılın Adamı’ seçildi. Kız arkadaşı Priscilla Chan ile 19 Mayıs 2012’de evlendi.

En genç milyarder
Mark Zuckerberg 19,1milyar dolar kişisel servetiyle
Forbes dergisinin 2008’de yaptığı ‘Dünyanın en genç
milyarderleri’ listesinde birinci.

Hayatı film oldu
David Fincher, The Social Network isminde Mark
Zuckerberg’in hayatını anlatan bir film çekti.

Sen de bir parçası olabilirsin
Facebook, 17Mayıs 2012’de halka açıldı. Her bir hisse
senedi 38 dolardan satılmaya başlandı.