tarihinde yayınlandı

Çocuklarda Soğuk Isırması – Soğuk Isırmasından Korunma Yolları

Soguk isirmasiDeride soğuktan ve nemden örselenmiş yumuşak doku alanlarına, “soğuk ısırması’‘ adı verilir.Sinüzit, kafatası içindeki sinüs boşluklarının iltihaplanmasıdır: alında ve gözler ile burnun arkasında ağrıya neden olur.

Soğuk Isırmasının Belirtileri : 

Soğuk ısırması, genellikle ayak par­maklarını ve ayakların dış yanını etki­ler. Kulaklar, burun ve el parmaklarıda etkilenebilir. Deri kızarır, şişer ve kaşınabilir. Çocuk derisini yırtacak ka­dar kaşırsa, soğuk ısırmasına uğrayan yerler mikrop kapabilir.Bebekler, soğuk havada eldivensiz dışarı çıkarılırsa, elleri her zaman kı­zarır ve şişer. Bunun soğuk ısırmasıyla ilgisi yoktur.

Soğuk Isırması Nedenleri : 

Bazı çocukların soğuk ısırmasına ne­den yatkın olduklarının, bazılarındaysa soğuk ısırmasına hiç rastlanmamasının nedeni, henüz tam olarak bilinmemek­te, soğuk ısırmasının, soğuk havayla ve kan dolaşımının iyi olmamasıyla ilgili olduğu düşünülmektedir.

Soğuk Isırması ve Tedavi Yöntemleri :

Birkaç basit önlem alarak çocuğunuzun soğuk ısırmasından korunmasına yardımcı olabilirsiniz.

  • Soğuk havalarda çocuğunuzu her yerini sıcak tutacak biçimde giydirin.
  • Ellerini ve ayaklarını yıkadıktan sonra, nemli kalmamasına dikkat ederek kurulayın. Yağmurda ıslanan ıslak giysilerini hemen değiştirin.
  • Çocuğunuz soğuk ısırmasına duyarlıysa soğuk ısırmasının görülebileceği yerlerine her gün masaj yapın.
  • Giysilerinde el ve ayaklanndakı kan dolaşımını kısıtlayabilecek çok sıkı kol ağızları, pantolon paçaları, vb. bulunmamasına dikkat edin.

Soğuk ısırması için doktorlar genellikle merhem vermektedir.Bu tedavinin yeterli olacağı ön görülür zaten bütünüyle soğuk ısırmasına iyi gelen bir tedavi yöntemi henüz yoktur.

tarihinde yayınlandı

Çocuklarda Siğil Belirtileri – Siğil Tedavisi

SiğilSiğiller, özellikle okul dönemindeki ço­cuklarda görülen, çok yaygın ve genel­likle zararsız doku büyümeleridir.

Siğil Belirtileri : 

En yaygın siğiller, ellerin üstünde, diz­lerde, dirseklerde, el ayalarında ve ayak tabanlarında görülürler Ama ço­cuğun yüzünde ve kulaklarında da or­taya çıkabilirler. Ellerin üstünde, dir­seklerde ve dizlerde gelişen siğiller, yuvarlak kabartılı yüzeyli deri bozuk­luklarıdır: renklen genellikle kahveren­gidir. El ayalarındaki ve çok daha yay­gın olan ayak tabanlanındaki siğillerse. derinin yüzeyi altında, oldukça düz katı bir düğüm biçimindedirler. Ayak tabanı siğilleri, ayak tabanının ayak bölümünde değil, topuğun ve ayak ta­banının ön yanında bulunurlar. Küçük çocuklarda ayak tabanı siğillerine çok ender rastlanır; genellikle okula git­meye başlayan çocuklarda görülürler.

Siğil Nedenleri :

Siğiller temas yoluyla yayılan bir virüs enfeksiyonundan kaynaklanırlar. Virüs, deri hücrelerinin düzensiz biçimde ço­ğalmasına neden olur; bu bakımdan si­ğiller, iyicil birer urdur.Siğiller, bir vi­rüsün neden olduğu kesin olarak bili­nen tek ur çeşididir.

Siğile neden olan virüsün deriye gir­melini, derideki kesiklerin kolaylaştır­dığı sanılmaktadır.Çocuk siğile neden olan virüs enin­de sonunda bağışıklık kazanır ve siğil kaybolur. Bu kaybolma birkaç hafta ya da birkaç ay içinde gerçekleşebilirse http://www.phpaide.com/?langue=fr de, yıllar boyunca da sürebilir.Genellikle bir kez bağışıklık oluşunca, çocukta siğil gelişmesi durur ve çocuklukları sırasında bağışıklık kazanmış oldukları için büyüdüklerinde siğil gelişmesine çok ender rastlanır.

Siğil Tedavisi :

Yüzyıllar boyunca siğillere birçok teda­vi önerilmişse de bunlardan herhangi birinin işe yaradığını gösteren hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Bağışıklık ge­liştikçe, eninde sonunda siğiller orta­dan kaybolduğundan, görünüşte iyileştirici olduğu sanılan birçok tedavi­den elde edilen sonuçların, aslında siğillerin normal evrimlerini tamamla­mış olmalarının sonuçları olduğu dü­şünülmektedir

Salgınlar virüs kökenli olduklarından, öbür virüsler gibi, bu virüsler de anti­biyotiklerden etkilenmezler. Çocuğu­nuzu siğillerden ötürü doktoruna gö­türdüğünüzde, doktor, çocuğu çok ra­hatsız etmiyorlarsa, oldukça kısa sü­rede kendiliklerinden kaybolabileceklerinden bir süre beklemenizi önerebilir. Çocuğu rahatsız ediyorlarsa, siğillerine sürülecek bir ilaç önerecek ve nasıl uygulanacağını anlatacaktır.

tarihinde yayınlandı

Diğer Sistemlerden WordPress’e Geçiş

Diğer Sistemlerden WordPress’e Geçiş

Önceleri Blogger veya Textpattern’e benzer blog hizmeti veren web sitelerinde makale yayınladıysanız ve ” yeter artık ben wordpress’e geçecem‘ ”  diye isyan ettiyseniz, işte bu makale tam size göre. Başka sistemlerdeki yazılarınızı wordpress’e taşımayı gösterecem size ve inanın bu çok kolay olacak. WordPress diğer bir sürü blog sisteminin yazılarını içe aktarma yetneğine sahiptir. “içeri aktar” işlemini wordpress sol menülerde bulunan “Araçlar” sekmesinden gerçekleştiriyoruz. (Bu özelliği wordpress 3.0 da eklenti ile gerçekleştirebiliriz.)

Diğer Sistemlerden WordPresse GeçişDiğer Sistemlerden WordPresse Geçiş

 

 

 

 

 

 

 

 

Aktarım dosyasında bulunan makaleler için yeni kullanıcı belirleyebilir veya bulunan bir kullanıcıyı atayabiliriz. Önemli bir konu olan makalelere ait resimleride bu şekilde içeri aktarabiliriz.

 

 

 

Aktarım işlemini onay vererek devam ettirelim.

Diğer Sistemlerden WordPress’e Geçiş

 

Yan taraftaki resimde görmüş olduğunuz gibi aktarım işlemlerini başarı ile tamamladık. Aktarım dosyasında bulunan makaleler yeni sitemize geçmiş durumda. Arzu edersenin araçlar sekmesinden faydalanarak makalelerinizi yedeleyebilir yada dışarı aktarabilirsiniz.

 

 

 

tarihinde yayınlandı

Çocuklarda Hiperaktiflik ve Tedavisi – Çocuklarda Aşırı Hareketlilik

HiperaktifAşırı hareketlilik terimi çok sık kulla­nılmakla birlikte, kesin olarak tanımlanmamıştır. Bir hastalıktan çok, bazı çocukların davranışlarını tanımlamak için kullanılır ve pek çok anne ve baba za­man zaman çocuklarını “Hiperaktif” diye nitelendirirler.

Aşırı hareketlilik genellikle, çocuklarda henüz bebek oldukları dönemlerde başlar; ama belirtileri, yürümeye baş­ladıkları sırada, küçük bir çocuğun dik­kat genişliği kişinin bir nesne ya da konu üstünde dikkatini toplayabildiği süre gibi çok kısa bir zaman süresi içinde bile hiçbir şeyde yoğunlaşamayıp, bütünüyle amaçsız biçimde sağa sola koşuşturup durdukları zaman, açıkça ortaya çıkar.

Öbür çocuklar kendi etkinlikleriyle kendilerini mutluluk içinde meşgul ederlerken, “Hiperaktif” diye nite­lendirilen çocuklar, büyüdükçe tam bir dikkat yoksunluğu sergilerler. Dikkat­lerini bir şey üstünde yoğunlaştırma güçsüzlükleri, öbür çocuklarla geçin­melerini zorlaştırır. Hiçbir oyunun amacını kavrayamayıp, kendilerini uzun süre oyuna vermedikleri için, öbür ço­cuklar onlarla oynamayı sevmezler.Aşırı hareketli çocukların da bunu sal­dırganlıkla yanıtlaması, işleri daha da kötüleştirir.

Hiperaktifliğin Nedenleri : 

Aşırı hareketliliğe beyindeki herhangi bir bozukluk ya da sara yol açabilir. Ayrıca bu durum, çocuğun anne ve babasıyla bile ilişki kurmasını önleyen zihin­sel bir durum olan otizm (içe kapan­ma) ya da şizofreni gibi gibi ruhsal bir soruna bağlı olabilir. Bu arada, aşın hareketlilik davranışı, belirli hiçbir ne­dene, herhangi bir duruma bağlı olma­dan, kendi başına da bulunabilir.

Bazı doktorlar, aşırı hareketliliğe be­yindeki bir bozukluğun ya da genetik yapıdaki bir şeyin yol açtığı olasılığına ağırlık verirken, bazıları da, çocuğun anne ve babasıyla ve ailenin öbür üyele­riyle ilişkilerindeki sorunlardan kaynaklandığını düşünmektedirler.Bu arada bir uzmanlar grubu da, aşırı hareketliliğin bazı besin maddeleri­ne, özellikle de “besin katkı maddeleri” diye adlandırılan yapay tatlandırıcı, renklendirici ya da koruyucu madde­lere bir tepki olduğunu ileri sürmekte.Hatta işi, bu durumdan çocuğun genel beslenme rejiminin sorumlu olduğunu söylemeye kadar vardırmaktadırlar. Ama bu kuramlar, henüz kanıtlanama­mıştı.

Hiperaktifliğin Tedavisi :

Anne-babasının ve ailenin öbür çocuk­larının, aşırı hareketli çocuğun kendi isteğiyle “zor bir çocuk” olmadığını an­lamaları önemlidir. Aşırı hareketli ço­cuk, sorunun anne-babası tarafından doğru biçimde ele alınmasına, bunun yanı sıra hoşgörüye ve sabra muh­taçtır. Çocuk kendini ne kadar güven­de hissederse, durumunun o kadar üs­tesinden gelebilir.Anne-babanın, çocuğun bu sorununu, okula başlarken öğretmenine anlat­maları gerekir.Çocuğa, öğrenme güç­lüğü nedeniyle, destekleyici öğretim uygulanmasına bile karar verilebilir.

Çocuğun çevrede dolaşması, açık havada içini boşaltması önemlidir. Bu­nun yani sıra. ona göstereceğiniz ek il­giden de çok yarar görecektir. Sakin desteğinizle, dikkatini toplama yete­neğini geliştirme gücünü, okuma, re­sim yapma, oyuncakları yerine kaldır­makaldır­ma, mutfakta, başka bir yerde bir şey­lere yardım etme durumunda da “bir şeyi tamamlama olgusundan doyum alma” gücünü kazanacaktır.

tarihinde yayınlandı

Down Sendromu Tedavisi – Mongolizm Nasıl Oluşur

MongolizmDölütte mongolizm gelişip gelişme­yeceğini belirlemek için. hamileliğin 14-16. haftaları arasında incelemeler yapılabilir. Ortalama 40 yaşın Üstün­deki hamile kadınlara “amniyosentez” adı verilen incelemenin uygulanması,gün geçtikçe sıradan incelemeler ara­sına girmektedir. 35 yaşın üstündeki hamile kadınlara da. isterlerse bu inceleme uygulanır, inceleme ağrısızdır ve döl yatağından girerek çocuktan dökü­len hücreleri incelemek için az miktar­da amniyo sıvısı çekmeye dayanır.

Eten biyopsisi, kalyon villüs ince­lemesi ya da CVS adı verilen bir baş­ka inceleme, hamileliğin üçüncü ayın­da yapılır. Döl yolundan girilerek, emb­riyoyu kuşatan ve sonradan eten (pla­senta) olarak gelişecek dış zarın bir bölümünden küçük bir doku alınır. Bu doku bebeğinkilerle aynı kromozom­ları içerir ve laboratuvarda incelenme­si, herhangi bir anormalliğin belirlen­mesini sağlar.

Bu incelemeler, dölütte mongolizm bulunup bulunmadığını kesin biçimde or­taya koyar.Anne ve babalar bebe­ği aldırmak yoluna gidebilirler.Mongol çocuklara uygulanabilecek bir tedavi henüz bulunmamakla birlikte, bu anormallikten kaynaklanan hasta­lıklar ya da iç sorunlar, tedavi edilir.

Down Sendromu Tedavisi :

Tedavinin başarısı, sorunun şiddetine dayanır. Mongol çocukların, ciddi akci­ğer enfeksiyonlarına tutulmaları tehli­kesi vardır ve kalp bozuklukları, erken olumle sonuçlanacak kadar ciddi olabi­lir. Ama çocuk ilk beş yılını sıkıntısız geçirirse, orta yaşlarına kadar tam sağlıklı olarak yaşamaması için bir ne­den kalmaz.

Genellikle, mongolizmden etkilenen çocuklar, büyüdüklerinde mutlu, du­rumlarından hoşnut kimseler olurlar. Gelişmelerinde Önemli olan etken, el­den ge’diğince küçük yaştan başlana­rak çocuklukları boyunca uyarılmala­rıdır. Anne ve babaların bebeğin bütün duygularını uyarmaya, kol ve bacakla­rını hareket ettirmeye, işitme duyu­sunu uyarmak için çeşitli sesler duyur­maya, farklı dokularla temasa getir­meye, ilgisini çekecek şeyler göstere­rek görsel açıdan uyarmaya özen gös­termeleri gerekir. Ayrıca, çocuğu zi­hinsel açıdan uyarmak için. ona elden geldiğince erken kitaplar okumalı, onunla sık sık oynamalıdırlar.Bunlar yapılmazsa, mongol çocuklar hiçbir şeye fazla ılgı göstermezler ve durumları daha da kötüleşir. Oysa büyümeleri sırasında yeterli özen ve dik­katten yararlanırlarsa, yaşamlarını ken­dilerinin kazanmasına yetecek kadar gelişme şansları bile vardır.

tarihinde yayınlandı

Down Sendromu Nedir – Mongolizm Belirtileri Ve Nedenleri

Down SendromuDown sendromu‘ ya da ”Trizomi 21” de denen mongolizm, rastlantısal bir genetik hatadan Kaynaklanır; yani ai­lenin öbür üyelerinde de geçen türden bir hastalık değildir. Bebek henüz anne kar­nındayken, kromozomlardaki bir dü­zensizlik, birçok anormalliğin ortaya çıkmasına neden olur. Bunlar, çocuğun görünüşünü bozdukları kadar, çocuk­tan çocuğa değişen derecelerde, zeka açısından da normalden alt düzeyde ol­masına yol açarlar.

Mongolizm (Down Sendromu) Belirtileri :

Bebek doğar doğmaz farkedilebilecek çok az belirti bulunmakla birlikte, mongolizmin çok çarpıcı ve niteleyici bir Özelliği, bebeğin bedeninin çok gevsek, bükülgen olmasıdır.

Sonraki birkaç gün içinde öbür özel­likler de daha göze çarpıcı duruma gelir. Gözler badem biçiminde, çekik ve oldukça küçük, burun kemeri de küçüktür.Bu yüzden burunda yukarı doğru kalkık bir kavis oluşur ve bebe­ğin sık sık burnunu çekmesine neden Olur. Ağız da küçüktür; buna karşılık dil normal büyüklüktedir ve bu yüzden de dışa çıkıktır.Bebek büyüdükçe, öbür anor­mallikler de belli olmaya başlar.Çocu­ğun elleri kısa ve geniştir, küçük par­mak kısa kalmış ve başparmağa doğru kıvrılmıştır. Ayrıca ayak başparmağı ile iki ayak parmağı arasındaki aralık olağandışı genişliktedir ve ayak kabaca kare biçimini almıştır.

Mongolizm bulunan çocukların bir­çoğunda ayrıca, ameliyat gerektiren iç organ sorunları da bulunur: % 4O ka­darında kalp bozuklukları vardır; flok­lar da sık görülür; bağırsak sorunları, çoğunlukla şiddetli kabızlığa neden olur.

ORTALAMANIN ALTINDA IQ :

Çok geçmeden zekâ düzeyinin de nor­malin atbnda okluğu da anlaşılır. Genel olarak bir mongol çocuğun zekâ orta­laması |!Q’su) 30-50 arasındadır (oysa normal ortalama iGO’dür). Doğru bir destek verilmesi koşuluyla, bazen zekâ ortalamasının 20 puan kadar artması sağlanabilir.

Mongolizmin olumlu özelliklerinden biri. bu çocukların genellikle uysal, mutlu ve arkadaş canlısı olmaları, sev­giye çok iyi karşılık vermeleridir.

Down Sendromu Nedenleri :

Mongolizme, fazladan bir kromozom bulunması yolacar. Normalde, insanda toplam 23 çift halinde 46 kromozom bulunur. Bu kromozom çiftleri en bü­yük olanlardan (1 numara), en küçük­lerine (23 numara) doğru numara­lanır. Çocuk, anneden 23, babadan 23 kromozom alır.

Henüz tam olarak aydınlatılamayan nedenlerle, mongolizmden etkilenmiş çocuklarda 46 yerine. 47 Kromozom bulunur: Bu anormallik her zaman 21 numaralı kromozom çiftindedir. Söz konusu fazladan kromozom, her zaman olmasa da çoğunlukla babanın sper­masından değil, annenin yumurtasından gelir.

Bu durumun, annenin yaşıyla çok yakın İlgisi olduğu anlaşılmıştır.Ayrıca, babanın yaşının da İlgili olabileceği yo­lunda kanıtlar da vardır. 20 yaşındaki bir annede mongol bebek doğurma olasılığı 2500’de 1 olmasına karşı­lık, 35 yaşından büyük bir kadında bu olasılık 290’da 1’dir; 45 yaşından bü­yük bir kadındaysa 100’de 1’in üstüne çıkar. Mongol bir çocuk doğurmuş bir kadının, İkinci bir mongol çocuk dün­yaya getirme olasılığı 2 kat artar.

Down Sendromu Tedavisi konumuzdan Down Sendromlu hastaların tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

tarihinde yayınlandı

İlk Televizyon

İlk Televizyon ve İlk Renkli Televizyon

Zamanımızın vazgeçilmezi olan televizyonların hayat hikayesi uzun yıllar öncesine dayanır. Yapılan deneme ve çalışmalar nihayet sonuç vermiş ve 1923 tarihinde John Logie Baird İngiltere’ nin Hastings kasabasında bir şekilde görüntü almayı başarmıştı ama bu görüntüyü başka yere aktarmak yani yayınlamak için geliştirilmesi lazımdı ve john amca bunun için yaklaşık üç yıl boyunca çalışmasını sürdürdü. Takvimler 1926 tarihini gösterdiğinde  John Logie Baird ilk defa televizyon yayını yapmayı başarmıştı. Bu yayın CRT olarak adlandırılan tüplü televizyonla gerçekleştirildi. Philo Taylor Farnsworth ismi de bu icadın tarihinde geçmektedir.

Philo-Taylor-FarnsworthJohn-Logie-Baird

 

 

 

 

 

 

TV 1930 yıllarında beyaz eşya olarak satılıyordu ve büyük talep görüyordu. Mesela 1936 yılında yapılan Berlin Yaz Olimpiyatları bazı evlerde televizyondan izlenmişti. Renkli televizyonlara yönelik çalışmalar 1940 yılında başlamıştı. İlk renkli televizyon 1950 yılında ABD de satışa sunulmuştu. Lakin renkli televizyonun tam anlamıyla gelişimi 1960 yıllarına kadar sürmüştür.

İlk Televizyon Resimleri

ilk televizyonilk televizyonilk televizyonilk televizyonilk televizyonilk televizyonilk televizyonilk televizyon

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

tarihinde yayınlandı

Düz Tabanlık Ve İçe Basma Nedir – İçe Basma Tedavisi

İçe BasmaPek çok anne ve baba, hiç de böyle bir şey olmadığı halde, çocuklarının düz taban olduğu kaygısına kapılırlar. Be­beklerin düz taban görünmeleri, ayak tabanlarında, topuğun önündeki keme­ri dolduran çok miktarda yağ dokusu bulunmasıdır; söz konusu kemer, ayak kullanılıp, güç kazandıkça biçimini alır. Küçük çocuğunuzun düz taban oldu­ğundan kuşkuya kapılırsanız, ayakka­bılarının altına bakın. Ayakkabılarının altları (tabanları) iç kenarları boyunca belirgin biçimde yıpranmışsa, ayak ke­merleri gerektiği gibi gelişmemiş ola­bilir. Bu durumda hemen doktora ya da bir ayak sağlığıuzmanına kontrol ettirin.Kemerlerin gerektiği gibi geliş­mesini sağlayacak egzersizler önerebi­lirler.

İçe Basma Nedir :

İçe basma diye adlandırılan biçim bo­zukluğunda, çocuğun ayakları içe dö­nüktür. Yürümeyi yeni öğrenen çocuk­larda içe basmaya çok sık rastlansa da, çoğunlukla kendiliğinden düzelir. Ama içe basma, bacakların içe dönük olma­sından da kaynaklanabilir.

İçe Basma Tedavisi : 

İçe basma durumu yalnızca ayaklarda ortaya çıktığı zaman, sorun zamanla, çocuk üç yaşlarına geldiğinde, herhan­gi bir tedaviye gerek kalmadan kendili­ğinden düzelir. Düzelme olmazsa, bu bozukluk ayaklar alçıya alınarak, en­der durumlarda da cerrahi yoldan (ameliyatla) düzeltilebilir.

Bacakların içe dönük olması da, ço­cukların büyük çoğunluğunda, altı ya da yedi yaşlarına geldiklerinde kendi kendine düzelir. Altı yada yedi yaşına gel­melerine karşın bu kusurun düzelmediği çok az sayıda çocukta da bacağın üst bölümünün kemiklerini yeniden hizaya sokmak için, uzun vadede çok iyi sonuç veren bir ameliyat uygulanır.