tarihinde yayınlandı

Gerçek ‘Harem’ bu sergide

Gerçek Harem…

HaremBilkent Kültür Girişimi (BKG) ve Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü, hem Türkiye’de hem de dünyada “Harem” konusunda oluşan eksik ve hatalı bilgilerin düzeltilmesi amacıyla harekete geçti.

Haremin hiç bilinmeyen yönlerinin gerçeğe uygun olarak anlatılacağı ‘Harem-i Hümayun Sergisi‘  Topkapı Sarayı Müzesi Has Ahırlar Sergi Salonu’nda 13 Haziran’ da açılacak. 4 ana bölümden oluşacak serginin ilk bölümünde Harem‘in inşa dönemleri; minyatürler, gravürler ve planlar eşliğinde anlatılacak. Serginin ikinci bölümünde mimarideki hiyerarşik düzene uygun olarak Harem’in koruyucuları ve hizmetlileri olan Harem ağaları ve cariyeler teşkilatı tanıtılacak.
Üçüncü bölümde has odalıktan hasekiliğe ve nihayetinde valide sultanlığa yükselen padişah kadınları, kız ve erkek çocukları ile kız kardeşlerinden oluşan hanedan üyelerinin Harem‘deki yaşamları, eğitimleri, hiyerarşideki yerleri vurgulanacak.

Sergi, Haremde günlük yaşamın, eğlencelerin ve geleneklerin yine başyapıtlarla ve görsellerle anlatılacağı dördüncü bölümle sona erecek.

Zaman Gazetesi | iSTANBUL AA

HaremHaremHaremHaremHaremHaremHaremHaremHarem

tarihinde yayınlandı

Ezan’lar Susunca

 

yılmaz erdoğan Bu günler de çok konuşulan bir mevzu haline gelen , Yılmaz ERDOĞAN’ nın  Ezan seslerinin filmler de kullanılması  mevzusu.

Aslın da Ezan’ın filmler de kullanılıp kullanılmama meselesi değil.  Asıl mesele; milletin ruh ve mana köklerine eskisi gibi tekrar geri dönmesi ve bir zamanlar tarihe yön veren, o manevi atmosferin tekrar yaşanmaya başlamasının hazmedilememesidir.

 

Dediğim gibi; mevzu bu değildir. Çünkü bu millet bırakın Ezanların filmer de kullanılması, gerçekten Ezanların susturulduğu günleri yaşadı.

 

   İşte milletin bu ruh ve şuura tekrar kavuşmasından korkanların çıkarmış olduğu yaygaralar ve kendi asılsız vehimlerinden başka bir şey değil.

 

Yılmaz ERDOĞAN bu milletin bir ferdi olması hasebiyle bu düşüncesini dile getirmesinde haklıdır. Çünkü yabancı filmler de Çan seslerinin kullanıldığını birçok kez şahid olmuşuzdur. Peki neden benim yetiştiğim toplumun temel öğelerinden biri olan Ezan kullanılmasın. Ben bu toplumun bir ferdi olarak bunun yapılmasını istiyorum ve yapanları alkışlıyorum.

 

Ha! Peki neden bunca yaygara, bunca vehim… Bu tiplerin meseleyi getirmek istedikleri nokta ‘’irtica’’, ‘’ şeriat’’… vs.

 

Her ne kadar zahiren içimiz de bulunsalar dahi, mana itibari ile bizden uzak olan bu tip insanlar hep bu tür söylemleri ile gündemi işgal etmişlerdir. Lakin bizler huzurlu ve herkesin kendi değerlerini yaşaması taraftarı olduğumuz için; mana itibarı ile bizden olmasalar dahi biz onların yaptığı gibi bu tür nefret söylemlerine girmeyeceğiz.

 

Hasıl-ı kelam; bu millet maneviyatın olmadığı günleri de yaşadı. Ezanların susturulduğu günleri de yaşadı. Böyle bir mevzuu bulundu camia ya rağmen dile getirdiği için

Yılmaz ERDOĞAN‘a  müteşşekirim.

Yavuz YAĞMUR