tarihinde yayınlandı

Barajların Önemi

Barajların Önemi

Baraj            Su, dünyanın elektrik gücünün 5te 1ini karşılıyor ve bu şimdiye kadar yapılmış en büyük araçlarla yapılıyor.

Öncelikle şunu düşünelin durmak istemeyen bir nehri nasıl durdurursunuz? Bir sürü betonla…? 1930 yıllarda Amerikada baraj kurmak için 5 milyon çimento gerekirdi ve oluşturmak içim 2 yıl gerekirdi.Engellenmiş nehirden gelen basınç o kadar fazlaki suyu durdurmak için 2 futbol sahası büyüklüğünde duvarlar inşaa edilir. Oluşturulan bu duvar tek bir beton tabakasıda değildir çünkü beton kurudukça ve iyişleştikçe ısı verir.

Tek bir bloğa dökülen çimento o kadar ısı verir ki kuruması 100 yılı bulabilir. Bu yüzden duvar aslında döküldükten sonra kurulması beklenen ve ard arda doldurulmuş bloklardan oluşuyor.

Lego parçaları gibi çentiklerle birleştiriyorlar. Eğik olmasının veya diğer bir tabirle eğimli olmasının sayesinde basınç eşitli bir şekilde dağılıryor. Böylelikle beton duvarların zayıf noktaları bulunmuyor. Suyun durağanlaştırılması farklı sonuçlara da yol açıyor tabiki. Sıkışmış nehir altındaki tortu tabakayı sıkıştırarak toprağa basınç uyguluyor ve depremlere neden olabiliyor.

Baraj toplanan suyu iç kulelere gönderir, makinelerin tribünlerine aktarır. Rezervuar edilmiş suyu yerçekimi kuvveti yardımıyla nehrin 50 kat altındaki tribünlere çekilir. Oluşan basınç ile çok kolay kemik kırabilir, iki adet fili bir ayakkabı kutusuna rahatça sokabilirsiniz.

Metrekareye yüzbin kilogramdan fazla basınç oluşur. 1 saniyede 15 havuzu oluşturacak suyu basınç ile makineye iterek tribünler yardımıyla enerjiye dönüştürülür. Gündelik hayatımızın vazgeçilmezleri arasındaki en önemli ihtiyaçlarımızdan biri olan elektrik barajlar yardımıyla sağlanır.

tarihinde yayınlandı

Astım Nedir – Çocuklarda Astım Hastalığı – Astım Hastalığının Tedavileri

Astım HastalığıAstım Nedir : 

Son yıllarda en çok rastlanan astım hastalığı özellikle çocuklar üzerinde etkili olmaktadır.Yapılan araştırmalara göre, Türkiyede ki çocuklarda astım hastalığı oranı % 8 – % 10 arasındadır.Çocuklardaki en yaygın göğüs rahatsızlığından biri olan astım her 10 çocuktan birinde görülmektedir.Astımın genellikle gelişmiş ülkelerde daha sık görüldüğü bilinmektedir.Bunun sebebi ise düşük doğum ağırlığı, hava kirliliği, sigara dumanı, solunum yolu enfeksiyonlarıdır.

Okul çağındaki astım hastası çocukların düzenli olarak tedavisi ve astım krizlerine karşı ailelerin tedbirli olması, çocuğun sağlıklı sosyal gelişimi için büyük önem taşımaktadır.Özellikle ebeveynlere bu konuda gerçekten büyük iş düşmektedir.

Astım Hastalığının Önlemi Nasıl Alınır :

  • Çocuğun eğitim gördüğü okul binasının ve çevresinin, ebeveynler tarafından tanınarak astımı tetikleyecek herhangi bir alerjik etkileye karşı çocukların uyarılması.
  • Çocuk ile temas halindeki tüm öğretmen ve öğrencilerin bu durumdan haberdar edilmesi ve gerekenin yapılması konusunda bilgi verilmesi.
  • Egzersiz ile ortaya çıkan astımı olan çocukların ise mutlaka öğretmen veya görevli gözetiminde oyun veya spor faaliyetlerine katılması.
  • Acil durumlar için ihtiyaç duyulabilecek tüm irtibat numaraları (doktor,anne – baba, sağlık kuruluşu vb.) çocuğa yada öğretmenine verilmelidir.
  • Çocuğun ilaçları konusunda gerekli bilgiyi öğretmene vermek son derece önemlidir.Astım hastalığı tedavisinde doz çok önemlidir.
  • Çocuğun, hastalık ve kriz anları hakkında bilinçlendirilmesi.

Çocuklarda Astım Hastalığının Tedavisi :

Astım tedavisinin 3 farklı yolu vardır.Bunlar ilaç tedavisi, korunma tedavisi ve son olarak aşı tedavisidir.

a) Korunma Tedavisi ; En pratik ve en önemli tedavi yöntemlerinden bir tanesidir.İlaç gereksinimini azaltır .Bunun yanında hastanın solunum yolunu tahriş eden maddelerden ve allerjenlerden uzak durması gerekir.

b)İlaç Tedavisi; Astım ilaçları iki gruba ayrılır : rahatlatıcı ilaçlar ve koruyucu ilaçlardır.Rahatlatıcı ilaçlar sürekli olarak alınmaz.Öksürük, hırıltı ve nefes darlığı başladığında alınmalıdır.Koruyucu ilaçlar ise astımın uzun süreli tedavisinde ve mutlaka düzenli olarak alınmalıdır.

c)Aşı Tedavisi ; Aşı tedavisi her hastaya uygulanmamaktadır.Bu yüzden çok fazla tercih edilen bir yöntem değildir.Bunun yanında aşının çok uzun süren bir tedavi şekli olmasıda tercih edilmemesi için ek bir sebeptir.

tarihinde yayınlandı

Çocuğunuz Öğrenemiyor mu?

           Çocuğunuz 2 ile 2’yi toplayamıyor, ‘dede’yı ‘bebe’ diye okuyor yada dört farklı aritmetik probleminin hepsine birden aynı cevabı mı veriyor? Bunlar onun zekasında bir sorun oldugunu değil, aksine üstün zekalı ama öğrenme bozukluğu olan ‘dislektik‘ bir çocuk oldugunu gösteriyor.
öğrenme güçlüğü

 

Erken Teşhisin Önemi

           Disleksinin belirtileri erken tanı için hayati önemde. Pedagog psikolojik danışman Doç. Dr. Ümran Korkmazlar Oral, erken tespit ve müdahalenin disleksi tedavisinde çok önemli bir yeri oldugunu belirtiyor. Sinir sistem: maturasyonu olmadan yani tam olarak erişkin seviyesine gelmeden müdahale olursa başan oranı arlıyor. 5-7 yas okuma-öğrenme yeteneğinin geliştigi dilim oldugu icin riskli cocukların özellikle okulöncesi dönemde dikkatle izlenmesi şart. Genellikle öğrenme bozukluğu ilkokula başlayınca ortaya çıksa da okulöncesi dönemde erken belirti gösteren cocukların (riskli çocuklar) öğrenme bozukluğu açısından degerlendiıi1mesi, erken tanı ve terapi için önem taşıyor. Oral, dislektik vakalar üzerine ülkemizde yapılan bir araştırmada hastaların yalnızca yüzde 6,6’sına doğru tanı konulduğunu aktanyor. Nitekim bu bulgular. rahatsızlıgın çok iyi bilinmediğini ve ailelerin uzman bulmakta güçlük çektiklerini gösteriyor. Sorunun aile tarafından fark edildiği yaşla (6,9) öğrenme bozukluğu tanısının konulduğu yaş (7,11) arasındaki fark, tedaviyi zorlaştıran bir sorun. Oral’a göre erken tanı konulduğu ve yardım alındıgı takdirde çocuklar yaşıtlanna yetişip gerçek potansiyellerini gösterebiliyor. Disleksi hastalannın okuma güclüğü tespit edilip egitim calısmalanyla desteklerımezse sorun giderek artabiliyor. Disleksi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yard. ve Çocuk Gelişim Uzmanı Zeynep Demircioglu da okuma ve yazma güçlügünün toplumun genelinde yüzde 4 oranında oldugu bilgisini paylaşıyor bizimle. Bu da demek oluyor ki on binlerce çocuk ve genç, bu tür zorluklar yaşıyor. Yapılan birçok araştırmada farklı sonuçlar bulunmasına ragmenortalama bütün ögrenme güçlükleri yüzde 4 ile 30 arasında görülüyor. Hiperaktif cocukların yüzde 30-70’inde,davranış bozuklugu olanların ise yüzde 30-40’ında öğrenme güclüğü var. Bu kişiler, özellikle egitim hayalında yıllar ilerledikçe büyük sorunlar yaşıyor. Disleksi eğitmeni Karatepe, disleksili cocukların zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere sahip olduklarını düşünüyor. Disleksili oldugu halde önemli icat ve eserlere imza atan bilim adamı, sanatçı ve yazarlar bunun en büyük kanıtı, İzafiyet teorisini keşfeden Albert Einstein, ünlü mimar ve Mona Lisa’yı resim dünyasına armağan eden ressam Leonarda da Vinci, İrlandalı yazar William Butler Yeats, ‘Düşünen Adam’ heykelinin mimarı Rodin, sinema oyuncusu Tom Cruise, şarkıcı Cher disleksili ünlüler arasında. Görüldüğü üzere disleksi, cocuğun ne geri zekalı ne de becereksiz oldugu anlamına geliyor. Okuma-yazma ye matematik güclüğü yasayan dislektik cocukların tedavisinde ailenin ve uzmanın desteği elzem. Allah’ın evliliğin bir meyvesi olarak lütfettiği çocuk her ne olursa olsun ailenin  baş tacı, evin nesesi olarak görülmeli. Öyle ki bu bakış acısı ebeveynin çocuguyla imtiharuru geçmesine ve onu topluma kazanmasına yardımcı olur.

Dislekside tıbbi müdahale işe yarar mı?

Disleksi, farklı bir düşünme ve öğrenme biçiminin sonucu oldugu için tıbbi müdahaleden çok danışmanlar ve uzman eğıtmenlerin yardımıyla ele alınması şart.

Tedavi amaçlı terapiler uygulanabildiği gibi, kimi ilaçların da disIeksinin semptomlanna iyi geleceği düşünülüyor. Tedavide genellikle özel egitim çalışmaları uygulanıyor. Bu çalışmalarda öğrenme alanları destekleniyor. Ek olarak dikkat eksikliği var ise bunu gideren ilaç tedavileri uygulamyor. Ancak tanıyı bir çocuk psikiyatristinin koyması önemli. Yapılandınlmış egitim programı OGS (okumayı güçlendirme seti) de okuma güclüğünde önemli faydalar saglıyor. Disleksi eğıtmen! Gökhan Karatepe, tedavide yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: Dislekside hbb! ve pedagojik tedavide ailenin olumlu yaklaşımı şart. Ebeveynin sorunun varlıgını kabul ederek, en uygun ve yeterli yardımın verilebilmesi tedaviyi kolaylastırır, Ailenin çocukla sabır, anlayış ve hoşgörü ile ilgilenmesi elzem. Okul ve öğretmenlerle yakın iletişim içine girilerek birlikte ortak adımlar atılmalı. Cocugun sağını, solunu öğrenmesine yardıma olunmalı. Okuma alıstırmaları günde 2-3 kez, 5-10 dakikalık devreler halinde düzenli bir şekilde yüksek sesle yaptırılmalı. Cocuk yorulunca ara verilmeli. 2-3 cümlelik okuma parçaları üzerinde çalışılmalı. Bu okuma parçaları cocuğun ilgi duyduğu konulardan secilmeli, öğrendiği parça anlattmlmalı ve okurken samları cetvelle veya parmakla takip etmesine izin verilmeli. Resimli kitaplar daha çok kullanılıp, çabaları ödülle desteklenmeli.

Tuğba KAPLAN
Yeni Bahar Dergisi
21.03.2012

tarihinde yayınlandı

Bant Nasıl Yapılır?

Bant Nasıl Yapılır?

             Günlük hayatta hepimiz bantlara ihtiyaç duyarız. Kimimiz duvara resim yapıştırırken, kimimiz yırtılan önemli bir evrağı yağıştırırken, kimimiz de kırılan bir yeri tekrar düzeltmek için yapıştırmak için kullanır. Peki bantı kim icat etmiştir hiç düşündünüz mü? O zaman şimdi beraber bantın tarihini tanıyalım o zaman. Yapışkan bant 1925’te bir boyacının maskeleme bantı olarak icat edildi. Nihayetinde bu gıda endüstrisinde kullanılan şeffaf banda dönüştü ve ardından bir ev gereci olarak sunuldu. Hepimiz biliyoruz ki o olmadan kopuk halde kalırız.

Bant Nasıl YapılırPlastik film ruloları sarıcı denen makinelere girer.İşçiler yapışkan birleştirici bandı her rulonun sonuna yerleştirir. Bu onların bir ruloyu diğerlerine bağlamalarını böylece üretim hattına kesintisiz bağlantıyı sağlayacaktır. Otomatik gerilim ayarlayıcısı yırtılmayı önlemek için filmi sıkıca çekmesini sağlar ve çözelti uygularki filmin açılırken birbirine yapışmasını önler. Antioksidan madde eklenerek yaşlanmasını önlemeye çalışırlar ve yavaşca bronzlaşmaya başlar.Yapışkan bir maddeti ruloya sürterek,rulonun yapışkan özelliği kazanmasını sağlar.Geri sarıcı denen bri madde bandın tekrar sarılmasını sağlar ve bittiğinde otomatik kendini diğer makaraya bağlar.

Bu makaralardan sadece birinin uzunluğu 85 futbol sahası uzunluğundadır.

Her makaranın uzunluğu 35 şerit elde edilecek göre ayarlanır. Ama tabiki bant uzunluğu müşterinin istedğine göre değişiklik gösterilebilir. Her makaradan birer örnek alınarak bantın kalitesi denenir bunu da  eğik bir yüzeyden bırakılan topun ne kadar yakına yapıştığına bakılarak ve istatistik tutarak ne kadar kaliteli olup olmadığını anlamaya çalışırlar.